gece saat on iki
bir tren garında inen yolcular arasındayım
etrafımda boyumu aşan kalabalık
gözlerim seni arar
gün çoktan ertesi olmuş
takvimlerden bir yaprak daha kaymıştı.
ne gelen, ne giden vardı
sessiz sedasız sinesine çekilmiş
yarı puslu gözleriyle ağlayan küçük kızım.
bilirim ayrılıklar da sevdadandı
ve sonu olmayan sevdalardandı bizimkisi
her defasında vedaların yaşandığı..