türk erkeği

entry1302 galeri
    316.
  1. garibandır ve zor durumdadır günümüz yaşantısı içerisinde. o kadar üzerine gidilmemelidir, görüldüğü yerde sırtı sıvazlanmalı, "naber lan keranacı?" diyerek gönlü alınmalıdır *.

    bir kere; geçmişin feodal gelenekleri ile günümüzde dayatılan modern hayatın şartları arasında sıkışıp kalmıştır.
    gerek dini öğretiler, gerek feodal baskılar ve gelenekler sebebiyle seks hakkında gel-git halindedir (fiziksel olarak değil, düşünce olarak). o yüzden; "tüm kızlar bana versin ama karım bakire olsun" diye saçma çıkarsamalar yapmak zorunda kalır sonunda. seks, tabuya dönüştürüldüğü ve etrafında konuşulmadığı için, bu konuyu, belgesel içerikli filmlerden, benzer internet sitelerinden ve arkadaşlarından kulaktan kulağa vasıtasıyla öğrenmek ve bu işi parayla yapan, robotlaşmış profesyonellerle de uygulamak zorunda kalır (gider o profesyonele de aşık olur bu amk salağı. çünkü seksin sevgi, duygu yönünü görmediğinden, bilmediğinden kimyası bozulur garibin ilk seferden, mala bağlar mevzuyu, hayatını karartır). benzer yollardan geçmiş biri olarak, sadece "yazık la" diyebiliyorum bu konuda.

    türk erkeği, koruyucu, kollayıcıdır. sevdiğini gerekirse kendinden bile korur, kollar, gözetir. ama bunu çaktırmadan, şımartmadan, şımarmadan yapmak zorundadır, çünkü öyle öğretilmiştir kendisine. erkek adam, karı lafı dinlemez, şımarmaz ve şımartmaz, sert mizaçlıdır. kodu mu esnetir çok afedersin. çok seviyorsa da gider duvarları yumruklar, ellerini paralar, sevdiceğine kıyamadığından.

    sevdi mi, ölümüne sever. çünkü leyla ile mecnun, kerem ile aslı, ferhat ile şirin gibi imkansız aşkların hikayeleri ile büyümüştür ve genetik olarak da tam bu yapıdadır. ama bu ölecek kişi, duruma göre, kendisi de olabilir, sevdiceği de, ya da her ikisi de. araya karışan feodal abi, dayı, akraba olursa onlar da nasibini alırlar bu aşk cinayetlerinden. hakikaten, ne pis bir laf lan bu aşk cinayeti. aşkın cinayeti mi olur lan? tukaka inci bile olayı çözmüş aslında; (bkz: seviyosan git konuş panpa) *.

    duygusallık ona; eziklik, eksiklik, ipnelik sendromu olarak öğretilmiştir. o yüzden içine ağlar, gözlerindeki asla yaş değildir. ya toz kaçmıştır, ya da yaz nezlesi falan olmuştur. yıkılmaz, yıkılamaz, yıkılmamalıdır çünkü. at avrat silah üçlemesinin ürünüdür. ama işte tam o yüzden de; yanıp yıkılıp küllerinden tekrar doğmanın tadını, ne olduğunu bilmez, hatırlamaz.

    eğitimi, öğretimi, sınav odaklı olduğundan, hayatı öğretmez ona, bu çoktan seçmeli sistem. hayatın yanından bile geçmez hatta. sistemin best seller kitaplarından aptal saptal öğretilerin peşine düşer, taraftar olur, holigan olur bir izm'in peşinden sürüklenen. ondan sonra bir sorunla karşılaştığında rasyonel çözüm üretmek yerine, kazanan olmak uğruna yıkar gemileri, öldürür sevdiceğini, fiziken ya da ruhen. çünkü ona bu sistem kazanmanın tek amaç olduğunu öğretmiştir, insanca yaşamayı es geçerek. o hep haklıdır ve kazanmak zorundadır, dinlemeyi, tavizi bilmez, eksiklik sayar. hayatın bir yarış, üstünlük savaşı olduğunu sanır.

    anlayacağın; zor iştir arkadaş, türkiye'de türk erkeği olmak. kendimden biliyorum...

    (kızların durumu çok daha vahim. o da başka bir entry'e kısmet).
    0 ...