gelenlerle, uğrayanlarla, bir arkadaşa bakıp çıkanlarla, yürüyenlerle, yorulanlarla, konuşanlarla, susanlarla...
gene güzel bir organizasyondu kendi payıma.
sabahtan öğlene kadar birkaç ciddi adamla konuştuktan bir kaç banka müdürü ile kaba tabirle taşaklarımızı kıyasladıktan, bir kaç konut finansman çalışanının "bize de konut kredisi gönderin" ısrarlarından sonra apar-topar eve geçmek ve sevgilimi almak durumundaydım (evet, bu bir ilk oldu katıldığım sözlük zirveleri arasında). aynı zamanda da gidilecek mekânı arayıp gerekli bilgilendirmede bulunmak ve zigonsehpa totoşu arayarak gelecek yazarların organize olmasını da sağladıktan(öyle yapmaya çalıştıktan) sonra eve zor attım kendimi.
oradan zirve mekânına geçip de katılımcı yazarları elimden geldiğince organize etmeye çalıştım ve sonunda zirvemiz başlamış swangel ve sevgilime karşı "kadın-erkek ilişkisi üzerine çıkmazlar" konusunda oldukça çetin bir savaş verip bana göre yanlış bildikleri, bilinçaltının işleyişi dolayısı ile aldandıkları birkaç hususta örneklerle açıklamalar yaptım. bu tartışma esnasında neredeyse bütün enerjimi tüketmiş olacağım ki yemek faslımızın akabinde "yeniçeriler halkın haklarını koruyordu" diyen porsuga kar yagdi'ya dönüp de "kime göre, neye göre" sorusunu sormaktan, bu anlamda bir münazaradan uzak durdum.
bir de bu esnada yanlis hata imzalı bomba bir beyan var ki o anda konu tamami ile değişti zaten:
"nuri abiler öldü"
tusususuzu, buny ve dances with wolves ile masanın bir ucunda kendi halimizde sevişirken, bir yandan da ultracan ve arkun'un samimi muhabbetlerine kulak kabartıyor, uzakta kalmış olmaya iç geçiriyordum.
o sıralarda last dance of mary jane'in 70'lik rakı vaadi kulağıma ulaşıyor o sıra zigon'un parlayan göz bebekleri eşliğinde zirvenin bu ayağı tamamlanma aşamasına geliyordu.
sonrasında bir hastalık gibi olduğunu gördüğüm, manzarası karşısında mest olmayanı ise şimdiye dek görmediğim cihangir parkı faslı başlıyor. huzur kaçırma potansiyeli olan park sakinleri de sözlük yazarlarından ufak çaplı nasibini alıyordu.
velhasılı belki de can sıkıcı detaylara karşın güzel olmuş bir zirve der, zigon'a da teşekkür ederim kendi payıma.
unutmadan system error'un "sen ne yiycen" ve "ne yiycen" sen şekilli durmaksızın yinelediği soru cümlesi de derin ve tamiri nâmümkün bir tahribata sebep olmuştur katılımcı yazarlar üzerinde.