gözyaşı ve kızgınlık ikisi öyle içiçe geçer ki, hem öldürmek ister onu hemde ona sahip olmak. sanki yanlış yerdeymişçesine o kızı kötü bir hayattan kurtarırcasına ona uzanmak ister. nitekim platoniktir, seviyordur ama konuşamaz. utangaç mesajlar atar karşılık alamaz. kızgınlığı daha da artar ve ilk gördüğü kıza yazmaya başlar. O kızdan sinirini çıkarmak için her türlü pisliği yapar. sevdiğinin eline bile dokunamazken bu kızda ellemediği sürtmediği hiçbir yer kalmamıştır. sonra üzülür ulan bu masum sübyanın ne günahı vardı lan ben ne kadar adi bir insanım diye kendini alkole verir. ahh ulen [sevgilinin adı] diyip diyip içer. o masum kızı terketmiş yada yakın bir arkadaşı gözünü dikmiş ayrıldıktan sonra banada pay düşermi acaba diye bir çakal gibi beklemektedir. nitekim o masum kız mükemmel bir kaşar olma yolunda küçük orospuluk anlamında büyük adımlar atmaktadır her geçen gün. lan der birden insan bu kız benim yüzümden mi böyle kaşarlandı diye hayıflanılır. Allahım ben ne kadar günahkarım denip içkiye tövbe edilip sabah namazı hariç günde 4 vakit namaza başlanır. platonik aşk unutulmamıştır. hoca allahümme entesselem ve münkesselem tebarekte ya celelü vel ikram dediğinde aminlerde hep sevgilininin adını zikreder. Allah baba beni niye sevmiyon sen yaa tripleri atar muhammed ve allah hatt'larına. bu böyle 1-2 ay devam eder. arkadaşlar tiye almış hoca diye diye çağırmaya başlamışlardır artık. hacı sonra aynaya bi bakarsın tanıyamazsın kendini. tip değişmiş, saçlar ortadan ayrılmaya müsait hale gelmiş, sırlar dünyası sunmaya hazır ve nazır bir duruş, gözlerde bir pişmanlık yorgunluğu, bıyıklar incelmiş. elini sağ cebe atarsın 33'lü tespih çıkar. o an tespihe bakakalırsın arkadaş. tespihte kızı görürsün. hatırlarsın buralara nasıl ne sebeple geldiğini. kızgınlıkla kaşarladığın kız geçer önünden afet bir ceylana dönüşmüştür, dönüpte yüzüne bile bakmaz. koyar adama. bir kız yüzünden bu hale gelinir mi lan denir. karşılıklı menfaat ilişkilerine doğru yelken açılır. *