türban

entry928 galeri
    544.
  1. nur (24) suresi, 31. ayet: mümin kadınlara da söyle: gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tâbi kimseler, yahut henüz kadınlaryn gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). ey müminler! hep birden allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz.

    burada, “ziynet” kelimesinin gerçekten ne anlama geldiği ayrı bir tartışma konusu olabilir.. malum, ziynet, önce “takı” anlamına gelir. sizin, “kadın saci” olarak yorumladığınız anlaşılıyor ki, başınızı örtüyorsunuz.

    ancak, ayetteki "gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar" cümlesinden, buradaki zinetin sert yürüyüşte ses getiren takı, mücevher gibi eşyalar olduğu gün gibi açıktır. hırsızların, kağkaççıların dikkatini çekmemek için günümüzden 1400 sene önce yapılan muhammed'in bu önermesi, bugün bir tanrı sözü sanılarak kadınarın saçlarının başka insanlarca görülmemesi görülmemesi, hava ve güneş görmemesi için bir çeşit işkence emri olarak algılanması ve uygulanması son derece yanlıştır.

    bu ayetteki "himar" kelimesi genis manali bir kelime olup örtü manasina gelir. eski arap yazilarina bakilirsa himarin yere konulan, masaya örtülen veya herhangi bir örtüyü tarif edebilecegini görürüz.

    himar, basi örterse basörtüsü olur, masaya konursa masa örtüsü olur. allah eger "himar" kelimesi ile basin örtülmesini isteseydi "himarürres" gibi bir vurgulama ile basörtüsü diyebilirdi: böylece "res" kelimesi ile bas bölgesi vurgulanir ve örtü kelimesi olan "himar" ile beraber basörtüsü net bir sekilde anlasilirdi. nitekim abdest alinmasiyla ilgili ayette basin sivazlanmasi söyenirken, bas kelimesi arapca karsiligi 'res' ile vurgulanir.

    üstelik ayette kapatilacak yerin yaka acigi oldugu gecer. yani himarin basi kapatmasi degil, ayette acikca yaka dekoltesini örtmesi istenir. (yaka acigi manasina gelen 'cuub' kelimesi hem bu ayette kapanilacak bölgeyi belirtmek icin, hem hz. musa'nin yaka acigina elini soktugunu belirten ayetlerde gecer.) "himar" kelimesi sirf basörtüsü manasina gelse bile bu ayetten basi örtmek degil, yine yaka dekoltesini kapatmak anlasilacakti.

    üstelik basörtüsünü kuran'a maletmek isteyen zihniyet, acik bir saptirma yaparak "felyedribne" fiilini "salsinlar" diye tercüme etmeye kalkmistir. böylece ayeti okuyan "basörtüsünü yaka aciklarina salsinlar" seklinde okuyacaktir. oysa hicbir sekilde "darabe" kökünden türeyen "felyedribne" fiili "salsinlar" manasina gelmez. bu fiille örtünün yaka acigina konulmasi yani kapatilmasi anlatilir. kuran'da salsinlar, indirsinler manasinda "felyüdnine" kelimesi kullanilir. allah böyle bir ifade kullanmak isteseydi "felyedribne" fiili yerine "felyüdnine" fiilini kullanabilirdi. bu örnek bize gelenekci zihniyetin, kendi fikirlerini dogru cikartmak ugruna gereginde kuran'daki kelimelerin manasini kaydirmaktan cekinmedigini göstermektedir.

    alıntı.

    bu meselenin böyle olduğunu herkes biliyor, bu işi milyonların yapmasına rağmen yanlış olduğu biliniyor daha doğrusu bilmesi gereken insanlar biliyor ama insana allah emridir dediğin zaman zaten doğru mu acaba gibi sorular sormaz doğru kabul eder ve ortaya böyle kullanılacak insan toplulukları meydana gelir.
    0 ...