ah dostlarım bu fakirler deki arsızlık ve özgüven nedir ya, inanamıyorum.
üniversitedeyken bir çocuk tanımış ve o çocuk şahsında tüm fakirleri analiz etme ve fakirlerin ne kadar da, utanmaz, arlanmaz ve özgüven sahibi olduğunu öğrenme fırsatı buldum.
bir gün bu bahsi geçen fakir benden ders notlarını istemişti fotokopi çekmek için, ben ise üstünde "lk jns& dnm" gibi bişeyler yazan bir tişört, ayaklarında dört çubuklu bir spor ayakkabı bulunan bu fakiri önce bir süzmüş, biraz sinirlensemde kocaman yüreğimi kaplayan hümanizm yüzünden vermiştim ders notlarını.
ertesi gün notları getirmiş ve teşekkür etmiş daha sonra arada beni görünce meraba diyor ben ise tüm fakirliğine rağmen başımı aşağı yukarı ritmik bir hareketle sallayıp karşılık veriyordum.
ve bir gün, bu dünya üzerinde hiç yaşanmamış olmasını dilediğim bir gün, akp'nin %50 oyla iktidara geldiği günden bile kara bir gün, bu fakir çocuk, 3-4 arkadaşıyla dandik bir daire tuttuklarını ve bim müdavimi olduklarını öğrenip fakirliklerinden tiksindiğim bu çocuk yanıma gelip biraz eveleyip geveledikten sonra;
- şeyy elif biliyosun ben, ımmm...
+ ee söyle ne diyiceksen, acelem var uğraşamam hadi çabuk.
- ben senden hoşlanıyorum.
+ ne ne neee!!!
- şey senden hoşl...
+ benden hoşlanıyo musun, sen kim oluyosunda benden hoşlanıyosun, pis fakir, utanmaz adam, sen kim oluyorsunda benim gibi modern, çağdaş ve laik birinden hoşlanıyorsun, ha bre sefil...
- kötü bir şey mi söyledim ben sadec...
+ hala konuşuyor bak, pis fakir sana iki selam verdik diye suç mu işledik, sen kim benden hoşlanmak kim. diyelim ben sana karşılık verdim evet dedim, senin beni dolaştırabilecek bir spor araban mı var? bana kaç defa pırlanta yüzük alabilirsin? beni tatile yurtdışına götürebilir misin? pis fakir.
- bakın hakaret etmeye hakkınız yok ister kab..
+ ya konuşup beni çileden çıkarma ya, pis fakir, seninle ibrahim tatlıses kliblerindeki gibi domates ekmek mi yiyicez, bana ne vaad edebiliyorsun ki, pis fakir, ben seninle ne diye sevişeyim, allah'ın fakiri.
fakir çocuk aldığı bu sıkı dersten sonra gözleri dolmuş bir şekilde çekip gitti ve o günden sonra bir daha beni rahatsız etmedi.
