aşk mıydı neydi o?
yoksa sadece arkadaş olarak çok mu seviyordum?
o da mı beni seviyordu?
yoksa o da mı arkadaş olarak seviyordu?
şimdi konuşmaya çalışsam ne der?
cevap verir mi, tersler mi yoksa gayet düzgün mü konuşur?
cesaretimi toplasam da bi gün buluşsak ya desem, nasıl bir tepki verir acaba?
hadi diyelim buluştuk, o zaman nasıl davranır, nasıl konuşur benimle?
çok karışık düşüncelerim
böyle acı çekerek seveceğim onu heralde.
o zaman kıymetini bilseydim diye düşüneceğim, o anları hatırlamaya çalışacağım heralde.
o doğumgünlerinde, dersten çıktığımızda, bize geldiğinde hatta bizde kaldığında bana nasıl davrandığını, nasıl eğlendiğimizi hatırlamaya çalışacağım.
ama hatırlayamıyorum ki, hiç kıymetini bilerek yaşamadım ki o anları.
hiç düşünemedim ki şimdi fotoğraflarına bakıp böyle sorularla boğuşacağımı.
bir gün topladım cesaretimi, yazdım bir şeyler.
önce günümüz facebookundan,
sonra dayanamayıp mesaj olarak.
heyecanlıydım, bir cevap, bir söz umudum vardı.
ama boşa çıktı.
cevap bile vermedi.
açık açık -yine- yazamadım tabii kaç senedir onu sevdiğimi.
ama ima ettim, unutamadığımı söyledim.
boşa gitti gibi hissediyorum herşeyi.
düşüncelerimi, duygularımı, hatta belki de gözyaşlarımı.
olsun, boşa gitsin.
senin sayende ilk aşkımı yaşadım be!
gerçekten aşktı, boş bir hoşlanma değildi bu.
özledim seni.
hala umudum var bir gün, bir yerde görüşeceğimize.
çünkü seni sevdim, seviyorum ve unutmayacağım