--önemli not--
aşağıda yazacaklarımdan, mevcut gelişmelerden dolayı üzüntü duyduklarını, fenerbahçe taraftarının olanları hak etmediği ve olanlardan mesul olmadığını dile getiren, mevcut durumun doğuracağı zararların farkında olan, aklı başında yazılarıyla biraz olsun insanlığa olan inancımızın devamını sağlayan, başta; adedince en fazla duyarlı yorumları getirmiş grup olması hasebiyle ebedi dostumuz galatasaray' ın ve diğer kulüplerin gerçek taraftarları kapsamadığını belirtmek isterim. yazacaklarımın hedef kitlesi, büyük çoğunluğu oluşturan '' çakma taraftarlardır. ''
--önemli not--
küme düşürülmesi fenerbahçeliler' den ziyade diğer takımlara dert olmuş spor kulübüdür. buradan ve her vasıtayla fenerbahçe taraftarının yüzde sekseni bas bas bağırıyor; şike varsa küme düşürülsün bu takım diye. bu saatten sonra s.kimizde değil herkes bundan haberdar olsun!
bir ayıp varsa, bunun da ağırlığını taşırız biz.
yalnız diğer takımların ''çakma taraftarları'' şunun farkında; fenerbahçe küme düşerse sevinecekler, aşağılık egoları tatmin olacak, bunu canı gönülden diliyorlar. kendi takımlarının o saatten sonra ne halt yiyeceği 2. planda düşündükleri bir durum.
çünkü kabarmış bir şehvet nasıl nefsi köpekleştiriyorsa, fener aleyhindeki her gelişme bu taraftar güruhunda aynı etkiyi uyandırıyor. itleşiyorlar, şeref, haysiyet, onur gibi kavramları unuttukları, rafa kaldırdıkları ve salyalar akıtarak saldırdıkları için, yazılarında da fenerbahçe' yi ve büyük taraftarını onursuzlukla suçlamaları doğal, çünkü yansıtmazavallıların en fazla başvurdukları savunma mekanizmasıdır. masumiyet karinesiymiş, suçun bireysel olmasıymış, birlerinin günahı yüzünden bütün bir zümrenin edepsizce hakaretlere, iftiralara maruz bırakılmasının aşağılık ahlakın ürünü olmasıymış, zerre umurlarında olmaması bundandır.
öbür yandan fenerbahçe' nin küme düşürülmesinin; kendi takımlarının da sınıf düşmesi demek olduğunun, kendi takımlarının da kalite olarak, statü olarak, maddi- manevi güç olarak, onlarca yıl geriye gidecek olduğunun farkındalar.
çünkü biliyorlar ki fenerbahçe' nin olmadığı bir lig için şu gerçekler söz konusudur*;
1- ülke içi rekabet ''fenerbahçe rekabeti '' demektir her takım için. bir kere bunu kabul edelim. fenerbahçe - galatasaray, fenerbahçe- beşiktaş, fenerbahçe - trabzonspor maçlarının, diğer üçünün kendi aralarında yaptıkları maçlardan çok çok öte anlamları varıdır söz konusu taraftarlar açısından, yani fenerbahçe' nin bu ligde olmaması demek, sırf fenerbahçe' nin kendi taraftarının bu ligden elini eteğini çekmesi demek değildir. bu etki '' fenerbahçe çarpanı '' katsayısının büyüklüğünce diğer taraftarların lige olan ilgisini de azaltacaktır. bunu görmek için müneccim olmaya gerek yok.
2- herkesin de vurgulamış olduğu üzere endüstrileşme ayağını yeni yeni tamamlamakta olan türkiye süper liginin en büyük maddi dinamaosu fenerbahçe' dir. bu yüzdendir ki, gene fenerbahçe çarpanı oranınca diğer takımların elde ettikleri gelirler düşeceği için, zaten mevcut şartlarda rekabet edemediğimiz avrupa ile rekabet etme şartları iyiden iyiye yok olacak ve ''fenerbahçe rekabetinin'' yokluğunda ilgilerini avrupa' daki mücadeleye kaydırma olasılıkları söz konusu olmayacaktır.
bu bir sondur evet . en azından türk sporu açısından uzunca bir fetret devrinin başlangıç noktası olarak kabul edilebilir.
şimdi bu çakma taraftarların bu kadar çok konuşmasındaki nedeni de belirlemiş olduk. fenerbahçe' nin başına gelen bu olaylar için duydukları sevinç ve çoşku öylesine büyük ki, yukarıda 2 maddeyle açıkladığım durumların farkında olmalarına rağmen fenerbahçe' nin küme düşürülmesini ölesiye istemekteler.
işte bu noktada zerre, miskal olsa da sahip oldukları vicdan kendilerini rahatsız etmeye başlıyor içten içe... şöyle ki;'' ulan ben kendi takımıma çok büyük zararları olacak bir şeyi, sırf fenerbahçe' nin büyük zarara uğraması adına istiyorum. demek ki ben x taraftarı olmaktan ziyade, katıksız bir fener düşmanıymışım ''
evet bu çakma taraftar olamanın farkındalığına varmak demek.
işte bu durumun bilinçaltında uyandırdığı rahatsızlık yüzden ağız ishallerine bir dur diyemiyorlar, aksine daha alçaklaşıyorlar.
ne diyelim ki; ''elinizden geleni ardınıza koymayın.''
bu saatten sonra küme düşmekten korktuğumuzu sanıyorsanız, bilin ki büyük bir yanılgı içindesindir. biz bu takımın her yerde ve her şartta arkasındayız.
çakma taraftar: desteklediklerini iddia ettikleri takımlarını, canı gönülden bağlı oldukları için, renklerine aşık oldukları için değil de, fenerbahçe düşmanlığı yapmak adına iyi kötü bir paravana ihtiyaç oldukları için tutan taraftar kitlesidir. ayrım noktası ''fenerbahçe düşmanlığını'' sportif anlamda her şeyin önünde tutmalarıdır. katıksız kin ve nefretle yoğrulmuş olmaları bunların en temel özelliğidir.
fenerbahçe taraftarı, fenerbahçe medyası ve fenerbahçe burjuvazisinin bileşiminden oluşan fenerbahçe markasının yayılma etkisiyle diğer kulüpleri de kalkındırma özelliği olması ve bu bileşenlerin oransallığı nedeniyle de diğer takımların benzer çarpan etkilerinden daha fazla etkisi olan refah ve gelirin yayılma etkisine verdiğim addır.
rahmetli islam çupi bu çarpan etkisini; hani o, çakma taraftarları deli divane eden, çıldırtan, büsbütün tahrik eden muhteşem tespitinde çok edebi bir dille açıklamıştır zaten.
yeri gelmişken;
--spoiler--
türkiye'de, fenerbahçe cumhuriyeti sağlıklı başarılı ve ilkse bu ülkede her şey mutlu ve huzurludur. esnafın yüzü güler, parakendeci ve toptancıların tezgahında mal kalmaz. tiyatrolar, sinemalar, sazlar, barlar meyhaneler fuldur. stadlar türkiye'nin her vilayetinde lebaleptir. fenerbahçe gittiği her kente kendi ile birlikte büyük bereketini götürür, ibneler diye uğurlanmasına rağmen.
fenerbahçe cumhuriyeti ortalıkta yoksa, türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk yoktur, insanlar yoktur, canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre sonra yaşayan yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur. fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz...
--spoiler--
