fenerbahçe

entry19144 galeri
    4472.
  1. şimdi uzun bir yazı olacak. ilk önce tanımımızı yapalım. gönlümün takımı. şimdi gelelim mevzuya.

    fenerbahçe spor kulübü futbol şubesi 2011 sezonunu şampiyon tamamladı. (2011 diyorum çünkü şikenin hilenin hurdanın sezonun 2. yarısı döndüğü iddia ediliyor) 9 puanlık farkın olduğu döneme gidelim.

    18. hafta trabzonspor bir beraberlikle başlıyor ligin 2. yarısına. fenerbahçe ise gençlerbirliği deplasmanında aldığı ( hatta çok saçma bir futbolla) 3 puan ile farkı 7 ye çekerek başlıyor 2. yarıya.

    19. hafta ligin (bence) nasıl sonuçlanacağını açık eden maça geliyor sıra.

    fenerbahçe 2-0 trabzonspor. ilk 2 haftadan kafadan 9 puanlık olan farkın 4 e düşmesine engel olamıyor trabzonspor.
    kalan kaç maç var tam 15 maç var. puan farkı ne? 4. alınabilecek puan kaç? 45(!)

    arkadaşlar daha bitmedi.

    20. haftaya geçelim. maçlar

    trabzonspor evinde antalyaspor'a diş geçiremiyor(!) ve 0-0 berabere kalıyor.
    fenerbahçe ise deplasmanda manisaspor'u (tabi bizi 60 dakika delirterek) 3-1 mağlup ediyor.

    şimdi puan durumuna bakalım.

    trabzonspor 44
    fenerbahçe 42

    (arada bursaspor var. bursasporlu arkadaşlarım yanlış anlamasın takım performans kıyası yapacağım için 2 takıma vurdum olayı)

    bu kadar yazıyı niye yazdık sadece ve sadece 3 haftada senin ''şampiyon olmalıydığğğ hagettii'' dediğin trabzonsporun performansını görelim diye (belki ondan sonra performansı arttı demeyelim çünkü futbolda düşüş başladı mı belli bi süre takım ya aynı şekilde gider yada daha da düşer kısa dönemde keskin çıkış olmaz). 3. haftadan sonrasını yazmıyorum sonrası bilinen hadise sürekli at başı gidildi. en sonunda fenerbahçe trabzonu ''ikili averajda'' geçerek şampiyonluğunu ilan etti. son 5-6 hafta neler konuşulduğuna bakalım. trabzon cephesinden ''hakemler feneri kolluyooo oğğlllmm baksanıza böyle şey mi olur resmen hakemlerle şampiyonluğa gidiyorsunuz'' tarzında itirazlar gelirken fenerbahçe tarafından ise ''ulan bize zenci gibi s.k kaldıran takımlar trabzon'a gelince adeta 'çocuğuna bilerek yenilen baba' gibi yatıyor lan ne biçim iş bu'' itirazları geliyordu. ( burada değinmek istediğim noktaya dikkat edin lütfen fener için takım-oyuncu satın alma falan değil hakemlerle işi bitiriyor durumu geçerliydi.) (( ankaragücü maçını söylerseniz o futbolcular arasında çekildiği iddia edilen fakat sonradan yalanlanan bir olaydı))

    ve ardından geldi çattı 3 temmuz günü olaylar patladı. aziz y. şekip m. ve daha bir çok futbolun içinde faal olarak bulunan insanlar şike ve teşvik ile ilgili olarak gözaltına alındı. (buraya dikkat ifade verilmeye çağrılmadılar. demek ki emniyetin elinde somut ve elle tutulur deliller var!?!?!)

    basına yansıyanları hangileri sıralarsak

    -emenike (teşvik primi)
    -sivasspor (şike)
    -eskişehir (teşvik primi)
    -ankaragücü (şike)
    -bucaspor (şike)

    insanların sürekli konuştukları bak gördün mü dedikleri ''kulaktan dolma bile olmayan'' hadiseler bunlar. şike yaptınız ligi kirlettiniz işte siz böylesiniz ahahah başkanınız içer de huahuheuheu söylemleri aldı başını gitti tabi. işte burda her mantıklı insanın yapması gerekeni yapmıyor insanlar. hukuki olarak suçsuzluk karinesi anlayacağımız şekilde ise ''şuçu ispatlanana kadar masumdur her kişi'' olayı. ve bunu üzücü bir şekilde takip ediyorum da bu son olaylar için insanların nereden baksan %85.2 si (sen onu anladın) ''ne masumu be bak şike bak bak işte şike yapmışsınız oly ortaya çıktı hehehe'' dillendiriyor olayı.

    bu tarz bir olayın başınıza geldiğini düşünün bırakın sizin başınıza arkadaşınızın başına geldiğini düşünün çevrenizde ki insanların bu şekilde davrandığını konuştuğunu hüküm verdiğini ''hayal edin'' en azıdan. insanlıkla kopan bağların sesi gelir kulaklarına adamın.

    tabi ki burada '' ne şikesi lan şike mike yok hepsi yalan'' falan demiyoruz olaya. bana sorulunca cevabım ''bilmiyorum ben inanmıyorum aziz başkan yapmaz bekleyip göreceğiz. eğer şike varsa teşvik varsa suçta var demektir. ceza olacak ve ben çok üzüleceğim'' diyorum. normal bir insanın vermesi gibi.

    ben 26 senelik yaşantımda bana her zaman mutluluk veren bir takımı tutuyorum. suçlu çıkarlarsa ceza alırsa kulübümüz başkanımız çok üzüleceğim ama en azından bundan sonra kulübümde böyle şeyler olmayacak diyebileceğim.

    tabi şimdi gelelim beni ve sevdiğim takımı geçtikten sonra olacaklara.

    aklıma takılan bir kaç soru var sadece ve bunu ''biz yaptık ama sizde yaptınız yaa onlar nolcek'' mantığıyla kesinlikle yazmıyorum arkadaşlar emin olabilirsiniz.

    1. si bu soruşturma (kime göre tabi bilmiyoruz) 8 ay önce başlamış fakat bu kanun nisan ortasında çıktı ( şike ve teşviğin suça girdiği kanun) biraz tezatlık yok mu sizce olayda? (tabi ki araştırılacak pislik varsa ama duruma biraz objektif bakın.)

    2. uefa dan gelen açıklamada yukarıda bahsettiğim suç ispatlanmamışsa bizim için sorun olmaz deniyor. tff den olası bir düşürme kararı çıkınca bu arapsaçı nasıl çözülecek? ( mehmet ali aydınlar'ın yaptığı açıklama bu yönde 15 gün içinde kararımızı vereceğiz diyor tff olarak.)

    3. ise çok düşük bir olasılık ama ya '' hayır şike teşvik yokmuş pardon! denilirse ne olacak? (ki bu olasılık bence hiç çok çok çok ama çok az)

    işte böyle. sadece fikirlerimi paylaşmak ve fikir alışverişinde insan gibi bulunmak için paylaşıyorum bunları. uzun oldu ama en azından içimde kalmadı.

    yine tanımla bitireyim o zaman.

    gönlümün takımıdır. ne olursa olsun yerini korur. iyi ki varsın fenerbahçem.

    edit: bu arada somut delil konusunda şunu eklemeyi unutmuşum ki ''konuşmadan'' evvel en en fazla akılda tutulması gereken konudur.

    (bkz: diana taurasi)

    bu olayı herkes hatırlıyordur. nasıl aldılar olm aziz yıldırımı birşey olmasa almazlar mantığı yürüten arkadaşlar tamam düz mantıkla öyle geliyor ama bizim ülkemizde doping konusunda bile 2 kere kesin hüküm verilmiş bir örnek yanlış çıktı. bunu sakın unutmayın. ki bu test bilimsel lan hataya sıfır pay ayırıyor elemanlar.

    edit2: imla panpa
    3 ...