sovyetlerin Lenin sonrası değişen politikasından dolayı sapıtarak, Türkiye düşmanlığına yönelmesiyle alakalıdır. Benzeri bir talep de 2. dünya savaşı öncesi sovyetler gibi sapıtan Musollini denen beceriksizden gelmiştir.
Bununla beraber Mustafa Kemal zamanı sovyetlere, "biz de bolşevik olacaaaaz" diye söz verildiği uydurması islamcıların ve sözde komunistlerin uydurmalarından öteye gitmemektedir. Mustafa Kemal zamanı sovyet yönetimi türkiye ile iyi ilişkiler içerisinde bulunan ve Türkiye'nin feodalizme karşı savaşında, uluslaşma savaşında destekçi olan ve bu desteğini dersim harekatı konusunda da gösteren bir yapı içerisindedir. Sovyet ihtilali sonrası ihtilali yapan ana kadrolardan tasfiye edilen Türklerle beraber sovyetlerin emperyalist kuduruşu tavan yapmış 2. dünya savaşı ve sonrasında da iyice azıtarak bütün bölgeye büyük acılar çektirmiştir ki Polonya ve macaristan örnekleri bu konuda önemli örneklerdir. ikinci dünya savaşı öncesi de Finlandiya örnekleri, 2. dünya savaşı zamanı da kırım sürgünü, kafkas sürgünü örnekleri önemli örneklerdir.
Macaristan demişken Macar kardeşlerimizin sovyetlere karşı 1956 direnişine selam gönderelim, her ne kadar kırımlı olmayan bir tatar olarak da Kırım sürgününü yapanları unutmadığımızı ve vatan kırım'ı er geç tekrardan sahiplerine iade edeceğimiz sözünü de verelim.