hava nasıl güneşli nasıl sıcak, çok afedersin gavur amı gibi yanıyor. hiç sevmem böyle havaları bana bir sahil kentini hatırlatır. çok önemli bi görevim var, iş üstündeydim. stoyaaa geliyoruum.. yurtların halıfilekslerini değiştirilmesi de vardı kafamda ama nasılsa halledilecektir diye düşünüyordum. çağrı cihazım titredi. çağrı cihazım genel müdürlüğü ara diyordu. hemen telefonumu açtım, pensilvanyayı çaldırıp kapattım. anında geri dödüler allah razı olsun. pensilvanya rasathanesinden aldığım haber neredeyse abdestimi bozacaktı.
münafık, gafil, gavur bir göktaşı tam memduh abinin kafasına doğru saatte 450km hızla yaklaşıyordu, bunu durdurmam gerekiyordu. o an cep telefonunun radyasyon yayıp beni kulak kanseri yapma ihtimalini düşündüm. böyle önemli görüşmeler hep beynimi çok yönlü çalıştırdığım anlara denk gelirdi. kulaklarım ısınmaya başlamıştı. sikimde bi yumuşama baş gösterdi. hemen telefonu kapattım. bu 31 i bitirecek kadar zamanım yoktu. elimin sabununu taşaklarıma silmek suretiyle temizlemiştim. her zaman ph 5.5 sabun kullanırım böylece uzun sure sikim taşşama denk sabunlu gezsemde tahriş olmazdı.
iyi de olmuştu gusle zaman yoktu zira. stoya'mı alnından öperek kapattım. ayaklarıma geçirdiğim süper iletken meslerim ve elimde iman pointerımla hemen sokaga kostum. karsı caddede habertürk ün çıtır sunusu pelin çift yaklaşan gök taşının neredeyse izmir büyüklüğünde olduğunu söylüyordu.
memduh abiiii. diye bagırmamla istanbuldaki bütün martı güvercin karabataklar havalandı. hemen köşeyi döndüm 52. caddeyle 12. caddenin kesiştiği köşeye kadar koştum. motorum oradaydı. kanter içinde kalmıştım. tam tahmin ettiğim gibi motorum yine motorluk yapıyor elin zencisiyle kırıştırıyordu. adeta dıştan sıvazlıyordu. beyaz siyah ayrımı yapmayan dini bütün biri olduğumdan oralı olmadım. motorumun arabasına atladık ve özel çok gizli bölgeye gittik.
hemen elimde bulunan iman pointerımı yılardır icinde iman biriktirdiğim meslerime monte ettim. gök taşına nişan aldım ve tüm serhaddimle verdim imanı taşın böğrüne. aman tanrım oda ne yetmiyordu. parçalanmıyordu. yoksa imanım mı yetmiyordu. imanımdan şüphem yoktu ee ozaman. bi an için aklımdan keşke beyaz tenime monte edilmiş kifayetli bir zenci kamaşullahım olsaydı ozaman ne güzel olurdu. karıya kıza supriz olurdu diye düşündüm.
motorumdan destek almalıydım. ellerini taşaklarıma geçirdi bende ellerimle memelerini sıkıyor adeta mıncırıyordum. ve önce göktaşı ikiye ayrıldı. karşıyaka biraz daha küçüktü. ben asıl memduh abiye dikilen gözütepeyim dedim. işte ne olduysa o an oldu. kendimi kaybetmiş robert north gibi şarıl şarıl boşalıyordum bu tazzikten kurtulan vücudum tam bir inkişah ile göktaşını leblebi tozuna çevirmişti.
memduh abi kurtulmuştu.
fermuarımı çektim, motor olduğu gerekçesiyle maria yı yanıma almadan güney amerikaya doğru yürüdüm. hamd olsun güneş batıyordu.