tarihe günümüzden bakınca her şey başka görünür. kurtuluş savaşında bize nispeten çok dinç olan yunan ordusuyla savaştık. Çünkü yunanistan savaşa 1917'de girmişti. bu ağır savaş esnasında önce fransız ve ermenilere karşı doğu cephesini kurtardık. fransızlar yerel halk direnişleri ermeniler ise kazım karabekir yoğun çabaları sonucu etkisiz kılında. zaten italya fazla direnmeden çıktı. bir tek yunanlılar ve işgalcilerin istanbul'daki askerleri kaldı. yunanlılarla ağır bir savaş yaşadık. Tabi ki bütün bu süre zarfında devrin en büyük gücü olan ingiltere dinlenmişti. ancak halkı yeni bir savaşa karşıydı. peki bu durumda ne yapacaktık. ağır bir mağlubiyetin ardından ve insan kaybı açısından ağır bir mağlubiyete eşit bir galibiyetin ardından gaza gelip musulu almak için ingilizlerle mi savaşsaydık? hadi bugünden atmak kolay. 1911'den 1922'ye kadar kesintisiz 11 yıl savaşan halkı buna nasıl ikna edecektiniz. bu halk yemen'de, galiçya'da süveyş'te, filistin'de ve ırak'ta onbinlerce şehidini bırakmışken. çok doğru bir iş yapmışlar ve anlamsız bir maceraya girmemişlerdir. ancak günümüz gençliği savaşı sadece silah çekmek zannetiği için. arkasından taktik ve teknik üstünlük olmadan bir ordunun hiç birşey yapamayacağını bilmediğinden sadece sallar. sun-tzu'nun savaş sanatı kitabını okuyun.