Bir zamanlar bir Hintli aziz tarafından davet edildim.
Bir hata olmalıydı, çünkü benim düşünce yolum hakkında bir fikri yoktu.
Ama beni davet etmişti, neşelendim, 'Bu iyi bir fırsat' dedim ve oraya gittim.
ilk olay birbirimize tanıştırıldığımızda başladı.
Hintli aziz, altın bir tahtta oturuyordu, yanındaki daha küçük bir tahtta ise başka bir Hintli rahip oturmaktaydı.
Diğer rahipler ise yerde oturuyorlardı.
Hintli aziz bana şöyle dedi:
"Benim yanımdaki ufak tahtta kim oturuyor, merak ediyor olmalısın. O yüksek mahkemenin baş hakimiydi. Fakat öylesine manevi bir insan ki, bu görevinden vazgeçti, dünyadan, yüksek maaşından, statüsünden ve gücünden vazgeçti. Benim öğrencim oldu. Öylesine alçakgönüllü ki, hiçbir zaman benimle eşit düzeyde oturmadı."
Ben dedim ki:
"Çok alçakgönüllü olduğunu görebiliyorum.
Sizden daha ufak bir tahtta oturuyor, ancak diğerleri de yerde oturuyor!
Eğer o gerçekten alçakgönüllü ise, yere bir çukur kazmalı ve orada oturmalı,
tabii ki gerçekten alçakgönüllü ise.
Ama bu durumda, o sadece size karşı alçakgönüllü, diğerlerine karşı ise çok kibirli."
Gözlerinden öfke kıvılcımları çıkıyordu.
Her ikisi de çok kızmıştı, bir süre ne diyeceklerini bilemediler.
Ben devam ettim:
"Alçakgönüllüğünüzü görüyorsunuz, ikiniz de kızdınız.
Bu adam da hala yerinde oturuyor.
Eğer o gerçekten alçakgönüllü ise, tahtına yapışmasın, aşağı insin ve hemen bir çukur kazsın.
O zaman tabii ki yeni bir rekabet olacak.
Diğerleri daha büyük ve derin çukurlar kazacaklar.
En alçakgönüllü olan en derin çukura girmeye çalışacak."
Daha sonra Hintli azize şöyle dedim:
''O, sadece senin ölmeni bekliyor, ölür ölmez senin yerine geçecek.
Şu anda yarı yolda.
içinden şöyle dua ediyor, 'Yaşlı bunak , dilerim en kısa zamanda ölürsün!'
O zaman başka birisi ufak tahta oturacak ve böylece o, bu kişiyi alçakgönüllü olarak tanıtacak.
Bir de şu var, eğer ufak tahtta oturan alçakgönüllü ise, sen nesin?
Sen ondan daha yüksek bir tahtta oturuyorsun!
Eğer mesele yüksek veya alçak yerde oturmaksa, tavandaki örümcek ne olacak?
O daha yüce olmalı, çünkü senden daha yüksekte.
Veya gökyüzünde uçak kuşlara ne demeli?
Aslında siz bu yolda hiçbir şeyden vazgeçmiş değilsiniz.
Hala yeni isimlerle eski aptallıkları taşıyorsunuz.
Sadece isimler değişti, ama eski rüyalar hala devam ediyor, eski arzular, eski egolar hala güçlü bir şekilde sürüyor.
Herhangi bir tapınağa gidebilirsiniz, ama aynı rekabet orada da olacaktır.''
Not : Bu öykünün tarzı cok hosuma gitti.
Anlatan sanki amak ı hayal deki Aynalı baba gibi geldi.
Bu arada amak ı hayal isimli romanın tamamını pc ye indirmek veya online okumak için