dizinin esas oğlanı yenge, baldız, görümce, elti, bacanak, kayınbirader demeden birisi ya da hepsiyle ikili ilişkilerini kuvvetlendirir. bu ilişkiler yumağını kapı dinleyerek çözmeye çalışan evin üçüncül şahısları da ara ara birbirlerine atlarlarsa dizinin reytingleri duvarlara tırmanır, sonra patlamalar yaşar arkadaşlar.
sonra da bu derece absürt mevzuları pürdikkat seyreden halkımız "e istiyorlar ki reytingi yüksek" diyerek ahlaksızlıkla suçlanır. halbu ki öyle değildir bi kere. bu ahlaksız ilişkileri hayatımıza sokan dizileri seyreden ve bu dizilere reyting kazandıranların hiç bir suçu yoktur. bu diziler insan tabiatının sınırlarını zorladığı için yüksek reyting alırlar. ilgi çekmek için senaryosuna iliştirilen iç gıcıklayıcı mevzulara izin veren ise o diziyi ahlak sınırlarını aşarak insan hayatına sokmayı hedefleyen yapımcılardır. ikinci suçlu ise yayın ilkelerini reyting uğruna unutan medya patronlarıdır. büyük patronlar sosyal sorumluluk için giriştikleri ufak tefek işlerin yanında bir toplumun ahlak sınırlarına etki eden yapımları görmezden gelmemelidir.
not: fikirlerim kesinlikle bağnaz bir tutum içerisinde yazılmamıştır. toplumumuzda hiç bir sosyal etkinliği olmayıp tüm yaşamını tv etkisiyle şekillendirenlerin büyük çoğunluk olduğunun farkındayım. tv'den gördüğü herşeye inanan ve heveslendiği herşeye de özenenlerin karşısındaki bu manipüle edici saçma dizilere karşıyım sadece.