Onu en son askerden dönünce yoğurt pazarında kucağında bir çocukla gördüm.O soysuz babası o kansız Melemezlere vermiş kızı sözünü unuttu babası o zaman Alman harbi vardı 4 yıl askerlik yaptım ben onu bekledim deyus babası kızı onlara satmış meğerim derdi arada.
Anlatırken o öfke 50 yıl geçmesine rağmen hala tazeliğini koruyordu. Ve 75 yıllık anılar denizi gelip hep Zeynebe demir atıyordu
Zaman, babasına duyduğu o kızgıyı hiç soğutmamıştı dedemin iç dünyasında. Arada Zeynebi bu hafta ettiler gelin Zeynebim Zeynebim diye ağır ve hisli bir türkü mırıldanırdı. Sadece mırıldanırdı hafiften. Ananem duyupta amaaan ne Zeynepmiş haa naraları atmasın diye.için için söylerdi de yine duyulurdu. O zamanlar mektup yazmak da yokmuş okur yazar değillermiş çünkü... Askerde Ali Okulunda okuma yazmayı öğrenmiş dedem. Ve Zeyneple bir kelam dahi konuşamamışlar. O zaman terbiye vardı korku vardı hadi izinsiz bir adım atsın hey bakalım noluyor derdi sessiz bir isyan eşliğinde.
Benim yerime babam konuşmuş söz almış o kadar. Valla yavrum Allahtan o zamanlar böyle şehir muslukları yoktu meydanda bir çeşme vardı ancak öyle görürdü kızlar erkekleri erkekler de kızları. Gizli gizli bakışırdık hepsi bu. Neyse beni de everdiler sonra Rüştü ağanın kızı varmış dediler sana onu alecez dediler evlendik işte kocaananla. Bu Melemezlerin oğlan kötü davranmış kıza. Dayanamamış garip. ince hastalığa tutulmuş. Meğerim hep itip kakmış karısını. Ben o an orda olaydım pabucumu alırdı. 4 sene askerlik yaptım. Vermeselerdi kaçırırdım ya neyse... Sonra birgün bir kuşluk vakti kazanın camisinde sela okundu ve belediyenin hopörlerinden falancanın kızı Zeynep hakkın rahmetine kavuşmuştur dile ilan ettiler. Cenazesine de gidemedim laf söz olur diye. Ölünün ardından kötü konuşmasınlar diye. Ya işte yalancı dünya bee hadi get şimdi abdest alıcam gibi bahanelerle yanından uzaklaştırırdı ki Zeynebinin türküsünü rahat rahat yaksın diye...
Müthiş bir platonik hikaye değil mi? Peki Dedemin askere giderken yüreğinde bıraktığı dünya güzeli Zeynebini 4 yıl sonra kucağında çocuğuyla köy çeşmesinde gördüğü hüznü hangi objektif anlatabilir ki?