"sana dokunmak ölüme inat gibi..." - bu repliğin geçtiği sahne, son yıllarda türk sinemasında gördüğüm, anlatılmak istenen temanın ekrana yansıtılabilme-aktarılabilme oranının tatminkar olduğu ender sahnelerden biridir görüşümce-..
çetin tekindorun oyunculuk nedir sorusunu cevapladığı -ki bence oyunculuk kariyerinde ilk üçe girebilecek bir sahne olan-; hastane bekleme odasında oğlunun hastalığını aile meclisine açıklarken, bir yandan gömleğinin cebinden mendilini almaya uğraşıp bir yandan da malum sözcükleri ağzından döktüğü sahne esnasında, nev-i şahsına münhasır bir kişilik olan bendenize yaşatmış olduğu duyguların sebebi sahnenin ait olduğu "babam ve oğlum" filminden beri ilk defa bir filme dalıp biramı yudumlarken "hassikktrr" düşüncesini beynime dolduran ve boğazımı düğümlemlendiren filmdir...
olayı aşk meşk salya sümük olarak görüp kısıtlayan onca yoruma aldanılmadan, önyargısız - ki önemlidir film için de- izlenilmesi gereken filmdir de..
bütüd: uyamayın uleeaaan!!!
not: yazar belli ki alkollü, filmden etkilenmiş..daha da sorgulamayın, hafiften şizoidlik de var bu son yazılan nota bakıldığında..takılın lan...dellendirmeyin adamı..şşş sakin.*