iğrenç bir durumdur. akrabadan kimsenin öğretmemesi lazım hatta.
babamın o zamanlar fort tanus*u vardı. o külüstürü pek severdi.
adamın ilk çocuğu erkek olmadığından piyango bana vurmuş sürücü koltuğuna geçmiştim.
denize giden bir köy yolu bulmuştuk apır sapır bir yoldu asfalt değildi kenarı çay'dı.
bildiğin boklu dere la. debriyaj-gaz derkene anaaa ! vay babağın kemüğüne, araba gidiyordu lan ! çok mutlu olmuştum kaptırmıştım kendimi, baba ben sürüyom naber ? gibi yavşamalara bile girmiştim. ne olduysa o anda oldu az kala boklu nereye uçuyorduk.
babamın beni bir tutuşu var allahım dayak yiyorum sanki. o gün son olduydu o macera.
dayımla da denedik bu defa araba dandik değildi yeni almıştı bu defa bizim köyde kuzenle beraber araba kullanmayı öğretiyordu. debriyaj-gaz ikimi *
bu defa da hendeğe soktuk arabayı. yani banket diyolla ona heralde.
yine aynı hüsran, yok arkadaş bunların hem malları kıymetli, hemde yapamayınca bi ton azar yiyorsun. kızacak diye yaptığın paniğin, stresin haddi hesabı yok.