ipi boynunuza geçirirsiniz, duvarın boş kısmına gözünüz dalar, ağır ağır nefes alıp verirsiniz, pis bir gülümseme çöker suratınıza, sonra birden gözleriniz dolar duygulanırsınız.
televizyonun üstündeki aile fotolarına bakarsınız, ip hala boğazınızdadır.sandalyeye parmak ucunuzla basmaya başlarsınız, geriye sadece sandalyeyi ayağınızla itmek kalmıştır.
hafif bir üşüme gelir, son bir kez yutkunursunuz, tam sandalyeyi itecekken birşey gelir aklınıza. (bkz: benim bu hayattan alıcağım var) b