bir ülkenin gelişmişliğini ekonomisiyle ölçenleri tatmin eden durumdur. s. arabistan, kuveyt de dünyanın en gelişmiş ülkeleri zaten. oysa gelişmişlik insan haklarının korunması ve hukukun gerçek üstünlüğü ile sağlanır. halktan biri denilen başbakan halkın içine 300-400 polis, koruma olmaksızın çıkamıyorsa o ülkedeki bilinçten şüphe duyarım ben. demek ki o başbakan benim şakirt demekten çekinmediğim kesimin sürekli aşağıladığı (karşılıklı bir aşağılama gördüğünüz gibi) "laikçi" kesime hitap edemiyordur. halk böylesine bir ayrışmaya gitmişse de, başbakan da buna 9 yıldır çözüm bulamamışsa, 9 yılda barıştıramamışsa, hâlen daha öfkelendirmekten de geri kalmıyorsa ülkenin iyiye değil, kötüye gittiğini kabullenmek gerekir. açık ve net. yoksa dünyanın en zengin ülkesi olmuş sikimde mi? hele de muhafazakâr kesimin parayı bu kadar önemsemesini hiç anlamıyorum. bir italya, bir ispanya şimdi ekonomik açıdan zor durumda olabilir, ama orada yerleşmiş bir hukuk, bir bilinç var; insanlar haklarını biliyor, birbirlerine karşı saygı tutumunda kalabiliyor, devletten de korkmuyor. işte böyle bir oturmuşluk sağlanmışken o ülkeler elbet ekonomilerini bir şekilde düzeltecektir, neticede kepenkleri indirilecek değil, "kapatıyoruz kardeşim" diyecek değiller. ama biz dünyanın ve hükümetin öngördüğü kadar zengin olduktan sonra, nefretin alışılagelmişin üstünde bir mertebeye ulaştığı gün geldiğinde "artık çok geç" demeyiz inşallah.