hoş bir mekanda kahvelerimizi yudumluyorduk. ben tabi her zamanki gibi karanfilli sigaramında yakmıştım. hava çok güzel ve hafif bir esintide vardı. arkadaşlarımın hepsini severdim ve onların gözünde de ben değerli bir insandım. bunu bildiğim için onların yanında çok rahat hissediyordum kendimi. o rahatlığımdan ötürüde sigara iki parmağımın arasından sıyrılarak yanımdaki etekli ve sarışın kız arkadaşımın kucağına düştü.
etekli ve sarışın kız arkadaşım feryadı figan ederek sandalyeden bir hışımla doğruldu ve 'ne yaptın ya sen salak' dedi.
'kusura bakma canım ya! rahat olduğumu düşünüyordum bende tam. şimdi yine kasıldım bak.' dedim.
tam karşımda oturan ve kocaman ray ban gözlüğünün üstünden bu yaşanan olaya bakan en samimi arkadaşımın ağzından 'alışıla gelmiş' cümlesi beni derin ve sancılı düşüncelere sevk etti. hep böyleymişim gibi, hep sakarmışsım ve hep arkadaşlarımın başına olur olmaz işler açıyormuşum gibi hissetmeye başlarken tam, sol omzumdan bir el uzandı ve dedi ki;
- merhaba!! ben alışıla. tanıştığımıza memnun oldum.
derin bir oh çektim. ray banlı arkadaşımın arkadaşıymış meğer. yine rahat olabilirdim artık. ama o rahatlığım aklıma yeni sorular ve düşüncelerin gelmesini engelleyemedi ve engelleyemezdi de.