şeriat denen şey bir gecede gökten inen bişey değildir. bir süreçtir, ve biz bu sürecin içindeyiz zaten. devrim denen hareket aniden gerçekleştirilebilir, ama alt yapıları yıllardır hazırlanan bir harekettir mesela. şeriat da keza aynı şekilde alt yapıları yıllardır hazırlanan bir hareket olmasına karşın, bir gece de getirilecek birşey değildir.
tüm doneleri yıllardır topluyorlar, beyni yıkanmadık çok az insan kaldı. dini, sömürü aracı yaparak bir yerlere gelenler, işlerini iyi biliyorlar. o kadrolar boşuna kurulmadı. devletin, memleketin, özel sektörün her yerinde.. bu, din temalı; sadece dine dayalı yönetimi isteyen hükümet ve şakşakçıları halkın sonunda en hassas yerinden öyle bir vurdular ki; gözler kapalı, beyin algısı durmuş durumda o insanlar artık.herşeyi kanıksamaya başlayan bir toplum, şeriat sürecini göremeyecek kadar körleşmiştir zaten.
sistemin kölesi olanlar, bu sistem içinde zaten doğru ve yanlışları idrak edemeyeceklerdir.kaldı ki; şeriatı, din ile yönetilmeyi ve tüm insanları bu şekilde görmeyi de kendileri istemektedir. başşakirt ve onun ''halk-ı-'', laiklikten uzaklaşmak, özgür düşünceyi kısıtlamak, herkesi kendileri gibi prototip ve düşünemeyen - konuşamayan - eleştiri yapamayan insanlar oluşturmak için istikrarlı bir şekilde yol almaktadır.. ve çok iyi biliyorlar ki bunları da halka iyice kanıksattıktan sonra şeriat denen şey çok uzaklarda olan ve hurafe olan bir olgu değil..
dolayısıyla, başşakirtin yolunda olan şakşakçılar ve yalaka basın, bu süreci gözlemleyebilen insanların söylemlerini safsata olarak algılayacaklardır ve algılatacaklardır.
