artık hiç kimseye bulaşmıyorum adam, sevin hadi her nereden atıyorsan şimdilerde oltanı. galata, eskisi gibi izmarit yapmıyor. ki sana hiç söylemedim ama ben o üzeri bol pullu balığı oldum olası sevmemiştim. ben kaya balığını severdim en çok, onlar yenmezdi çünkü.
haydarpaşa gümrüğü'nden hala geçemiyorum. aslında geçiyorum ama geçerken dönüp de bakamıyorum kolayına. hele bir de yanımda biri varsa gidiş vapurlarının hep sol tarafında kalıyoruz. korkum ağlamak veya ağlarken beni görecek gözler değilse de sen yapım giriyor devreye ve insanların neşelerini kaçırmaktan nefret ediyorum.
iskorpit'i de severim, epeycedir gelmiyor oltama. sen dikenlerinin elime batmasından korkardın hani bir vakitler. sarayburnu'ndan sallardık oltaları. bir keresinde vatoz çıkmıştı hani, kuyruğunun ucuna ben basmıştım sen iğnesini çıkartmaya çalışırken.
alışamadık adam. arada bir valide sultanı yakalıyorum gecenin kör karanlığında ve uykularımı deliyor anılar. sevgilimle bir dargın, bir barışık hâllerimiz de cabası. bildiğin gibi işte durumlar ve gelmiş bir mezar taşı niyetine şu boktan ortamda dert anlatıyorum. sanırım iyiden iyiye yaşlanıyorum işin özü...