yaklaşan genel seçimlerle beraber türlü-çeşitli tiyatral etkinlikle sergilenenler bütünüdür.
bilindiği üzere seçim sürecinin start alması ile birlikte başbakan için "başarısız" bir suikast düzenlenmiş ve pkk, bunu üstlenmişti.
şimdilerde ise gündemdeki konu, diyarbakır ili, hazro ilçesi'nde belediye başkanlığı yapan akp'li fethullah mehmetoğlu'nun pkk tarafından oğlunun kaçırılması yalanıdır.
haberde polislerin, ateşe verilen araçtan eylemin yapanını bulmaları da ayrıca ironik gelmektedir.
peki amaçlanan nedir tüm bunlarla? üzerine mhp'nin, kaset olaylarını eklersek besbelli türk milliyetçilerinin, oylarını kapmaktır.
hayır, neden seçim dönemi ile beraber başladı lan bu işler? hadi olayların gerçek olduğunu da düşünelim, hiç yalan-dolan olmasın ve gerçekten de akp'liler, pkk tarafından hedef alınıyor olsun.
peki bu durumda şu soruyu sormak mantıksızca mıdır:
bundan 8 sene önce bu tür şeyler yaşanmıyorken, şimdi yaşanıyorsa bir kötüye gidiş yok mudur? hatta 8 senenin öncesine de baktığımızda bu şekilde aleni yaşanan hiç bir vak'a göremiyoruz.
ama bunları yutacak, susuz götürecek kadar salaklar da var bu ülkede. çok akıllıca dolayısı ile...