spor basınımızın durumu ortadadır ama böyle bir asparagasın kime ne faydası olduğunu bilmediğimden haberi doğru kabûl ediyor ve yorumluyorum:
daha 16 yaşında beşiktaş'ta oynarken "lan, galatasaray'a gelse ya!" dediğim bir adamdı. sonra sonra tek tek olayları patladı (ki bence o kadar para kazanan bir adamın gece yaşantısı olması doğaldır. yeter ki işini etkilemesin.). anlaşıldı ki beşiktaş'ta adam olmayacak, yolladılar. eskişehir'de iyi performans verince bonservisini de aldılar. ne oldu? gene olay gene olay. gencecik bir yıldız adayı göz göre göre yitiyordu. şimdi galatasaray'a gelmiş. fatih terim'i sevmem ama bu çocuğu adam edebilecek tek hoca olduğundan da şüphem yok. hele hele drogba'dan bir iki şey öğrenir, disiplinli olur ve kendini geliştirirse... işte o zaman hem galatasaray hem de milli takım 15 yıla yakın bir süre dünya çapında bir santrfora kavuşur.
yani: tutarsa ne âlâ; tutmazsa yiten bir şey yok. sonuç olarak iyi transfer. iyi yedek.