başıma öğrenci olduğum zamanlarda gelmiştir.
Harvard Üniversitesinde son derste beden eğitimi görmüştük.
öncesindede uygulamalı astronomik astroloji.
bünye yorgun anlayacağın.
çıkışta kembriç, boston merkez arası dolmuşlara bineceğiz.
hani şu mavi olan.
yanımda klara öyle bekleşiyoruz.
dolmuş, trafiği yara yara geldi durdu önümüzde.
" boston centrum, one, two come on, come on"
atladık oturacak tek bir yer var.
küçük emrah bakışları ile dedimki klaraya
" clara ı,m very very tired"
acıdı halime. ne de olsa insan kız.
oturdum efendim koltuğu.
inceden bir şiki şiki baba çalıyor.
alegro softwarenin, Groton Biosystemsle kesiştiği yerden aldık bir teyze.
teyze dediğime bakma çok yaşlı.
grand grand le grand mother misali.
tabi amerikalılar terbiyesiz evladı. yer verme kültürü yok.
biz öylemiyiz be. buram buram anadolu terbiyesi dolaşıyor bünyede.
hemen etrafı aşşağılarcasına bakarak zıpladım.
" aunt, please sit down"
bir an gözlerim yaşaracaktı teyze türkçe "sen türkmüsün evladım" diyince.
içimden atlayıp boynuna "evet teyzem, çilekeş teyzem, garip teyzem" diye ögürmek geçti.
lakin klara var. yakışırmı?
sadece evet dedim.
sonrasında teyzem golünüde attı.
" evladım siz okuyorsunuz. zaten yorgunsunuz. teşekkürler siz oturun"
sonra dolmuştaki tüm ecnebi amerikalılar güldü bana.
dikkat ettim ecnebi olmayanlar gülmüyordu.