benim ailem 1950 mübadelesinde Üsküp'ten sıkış tepiş trenlerle, tüm mallarını, eşyalarını bırakıp yükte hafif pahada ağır neleri varsa alıp manisa'ya getirildiler. Evleri yoktu ilk geldiklerinde. Sokaklarda yattılar. güneşin parıltısıyla uyandılar. Anneannem emekli olasıya kadar günde 12 saat Tukaş'da çalıştı. Turşu sularının içindeydi bütün gün ki şu an bu yüzden romatizma hastası. Fabrikada verilen 3 tane köfteyi saklayıp 3 çocuğuna verdi. durumları o kadar kötüydü ki gün geldi tavukların kıçlarını pişirip yediler. dedem garsonluk yapıyordu. bütün gün işteydi. annem ve dayımlar büyüyünce tarlaya gittiler. okuyamadılar. tek yaptıkları bütün gün tarlada tütün kırmaktı. daha ne zorluklar çektiler kim bilir. anlatmaya lüzum yok. bu ülkede acı çekenler, ezilenler sadece kürtler değil. okuduğunuzu sandığınız, başkalarından duyduğunuz şeylerle "sosyalist, devrimci" olduğunuzu sanmayın. hepiniz bu ülkeyi yıkmak isteyenlerin oyununa geliyorsunuz. yazık.