ankara'ya karşı kişisel bir antipatisi vardır, rte'nin. merkez bankası'nı dahi çok gerekliymiş gibi istanbul'a almaya çalışılır, bir o kalmıştır zaten. her nedense, ankara'ya bir çivi dahi çakmak içinden gelmez. 8 yıldır tamamlanamayan keçiören metrosu, kimin umurunda! o'nun için, varsa-yoksa istanbul dur. tüp geçitler, hafif raylı sistemler, metrobüsler, kısacası, her şey, istanbul içindir.
bütün çılgın projeler, orası için üretilir. tüm önemli yabancı konuklar orada ağırlanmaya çalışılır. kendini istanbul'a atmak ve rahatlamak için hafta sonu adeta iple çekilir. ayasofya'da, sultanahmet'te, topkapı'da yürüken bastığı her noktaya, bir zamanlar, ihtişamlı osmanlı sultanları'nın da bastıkları gelir, aklına. kıpır-kıpır eder yüreği. çıkar çamlıca köşküne, bir çay söyler. dersaadet ayakları altındadır artık! gözü topkapıyı arar-bulur, takılıp kalır bir müddet. sonra derin bir iç çeker ve bir yudum daha alır çayından. tüyleri diken-dikendir.