batıya okul yol doğuya hapishane karakol

entry21 galeri
    18.
  1. bi fıkra da hökömatvari gonuşan arkadaşımıza gelsin... yine medrese geleneğini yad edelim:
    vakti zamanında- yani bir eski zaman olmadan vakitler, metruk bırakılmazdan evvel medreseler, dolup taşarken talebeler rahle önlerine- doğunun, ki bu doğu birçokları için uzakdoğu olsa da, yani doğu anadolunun bir medresesinde, faqeleri (medrese talebelerini)rahatından ettiren bir sofu varmış...bu sofu hergün, daha vakitler imsağı vurmamışken talebelerin uyuduğu mekana varır, depçikliye dürtüklüye uykuya doymamış bedenleri rahatsız edermiş:
    -kalkın ulan bahtı karalar... kalkın ulan miskin talihsizler... siz böylesi uyurken, cebrail(as) elinde nurani zinciriyle yeryüzüne teşrif eder, gecenin karanlığında ibadet ve taatte bulunan allah dostlarını bu zincirle göğe kaldırır... kalkın be hey gafiller... kalkın da halinize yanın.. bu zinciri bulma ümidiyle yanıp da kızgın köze dönüşün...

    bu rahatsız edici sofuluk icraati rutinleşince, faqeler cem olup bu hale bir çare bulmaya çalışmışlar.. gözlerinden kurnazlık fışkıran bir faqe, çözüm için aklında bir fikir olduğunu söyleyince arkadaşları kulak kabartmış.. ve dinledikten sonra hepsi de bu oyunun işe yarayacağına kani olmuşlar...planı uygulamaya karar vermişler..

    birgün, sofu tekrar medreseye ayak bastığı bir vakitte kurnaz faqe tarafından bir köşeye çekilir.. kurnaz talebe sofuya bir sır açıklamak istediğin söyleyince sofu iyiden iyiye meraklanır ve teslimiyet damarı daha bir kabarıklaşmış haleti ruhiyesi ile kulak kesilir. faqe, sofuya şöyle der:
    -sofu yarın akşam senin gelmene gerek yok.. ben bütün talebeleri imsak girmezden evvel, dipçik gibi ederim alim allah... bunları neden mi diyorum... bak dinle.. dün gece cebrail(as) rüyama geldi... seni sorup duruyordu herkese... bana da sordu... evini tarif ettim.. nurani zinciri elinde, tebessümü yüzünde, evine doğru yol aldı.. herhal sen dün gece evinde kalmayıp bizim derdimizle buraya geldiğinden ötürü onunla karşılaşmadın... bu gece evinden ayrılma... hep sen mi bizim iyiliğimiz için yanacaksın... biz de senin için pervane olalım... yoksa hakkın ödenmez sofu...

    sofu, gözlerinde yaşlar, çoşkun bir ruhla, şükranlarını suna suna, ardına bakmadan ve geceyi beklemeden hızlı adımlarla evine doğru yol almaya başlar...

    gece vakti, kurnaz talebeler sofunun damına tünerler... vaktin tamam olduğuna ikna olduklarında damdaki kulekten( siz baca olarak bilin... ama bacadan daha geniş olduğunu, yukarıya doğru daralan bir boşluk olduğunu da ekleyeyim) zinciri aşağıya doğru sarkıtırlar...

    aşağıda huşu ile ibadet eden sofu zinciri görünce bir çırpıda koşup zinciri kavrar:
    -ya cebrail bu gelen sen misin?

    yukarıdan öğrenciler zinciri sallarlar... konuşma yok...sofu bunu nurani bir işaret olarak kabul ederek zinciri bedenine dolar... işi tamamlanınca:
    -ben hazırım ey cebrail...terkeyleyelim bu diyarları...
    bunun üzerine faqeler zincire asılarak sofuyu yukarı doğru çekerler.. ilk başta halinden pek rahatsız olmayan sofu, tavan yukarı doğru daraldıkça ve tavanı kapatmak için kullanılan çalı çırpılar bedenine battıkça istirhamlarda bulunmaya başlar:
    -ya cebrail.. biraz yavaş...
    -ey cebrail ben yaşlı bir insanım kurban olayım yavaş..
    faqeler ses etmez ama sofunun yanan canını da umursamaz bir halde zincire asılmaya devam ederler...sofu inlemeye başlamıştır:
    -cebrail bu nasıl bir rahmet yolculuğudur...
    -canımı yakıyorsun dikkat et...
    -görmüyor musun ulan bedenim çiziklerle doldu...
    sofu bu şekilde edebinden ve yumuşak ses tonundan tedricen uzaklaşmaya başlar...
    -ulan cebrail, sen elime geçmez misin... ben bilirim sana yapacağımı...
    öğrenciler sofuyu tavanın en yakın noktasına kadar çektikten sonra bir anda zincire asılmayı bırakırlar ve zinciri tutan parmaklarını gevşeterek sofuya hazin sonu yaşatırlar...sofu, boşalan zincirle birlikte zemine çakılır...göt üstü çakılan sofu vaaz ettiği cebrailin nurlu zincirine küfrede ede cahilliğinde debelenir...

    not: başkasına dağılın komutu vermeye gelen sofu dostum... öyle kestirik kıytırık son nokta koymalarla tatmin olmuyor kimse... teslimiyetini gerçeklik olarak kabul ettirebilmen için epey fırın ekmek yemen gerekiyor... hasılı, birgün sofu çarpan cin veletlerle karşılaşırsan, kopyala yapıştır listelerin nurani zincir misali seni maskaraya çevirebileceğini de hesap etmelisin...
    0 ...