bu, o siteye giremeyeceğiz, bu site engellenmiş meselesi değil.
internet sınırlandırılması, bugün bizi tedirgin eden şeylerden en küçüğü aslında.
tedirginliğimiz, gayrimeşru yollardaki filmlerimiz, müziklerimize vurulacak kilitten değil, bunlar umrumuzda bile değil.
ortadaki asıl şey, buz dağının görülmeyen, gösterilmek istenmeyen kısmı çok daha önemli, çok daha komplike, ama bir o kadar da göz önünde, hepimizin vakıf olduğu bir şey aslında.
asıl endişemiz, kaybedeceğimiz özgürlüğümüzün yanında, kaybedeceğimiz, kaybetme yolunda hızla ilerlediğimiz ülkemiz, değerlerimiz.
asıl korkumuz, tam da birilerinin istediği gibi davranan, birilerinin sözünü gıkını çıkarmadan dinleyen, birilerinden haddi hesabı olmadan çekinen, benliğini, doğru ve tarafsız haber alma hakkını, dünyayla ilişkisini, kendi halkını, kendi insanını anlama kabiliyetini yitirmiş, sadece birkaç yüz adamın dediği şekilde yaşayan, öyle düşünen, öyle düşünmeye maruz bırakılan, geçmişinden bihaber, geleceği hakkında en küçük kendine has fikre sahip olamayan, oldurulmayan, kısacası her şeyini, her şeyini kaybetmiş bir toplum olma yönünde ilerliyor olmamız.
bugün atılmak istenen adım, internet sansürü, sadece bu yolda ilerleyenler için büyük bir adım, kaybedilmeye çalışılan benliğimizin mezar taşına yazılmış bir kelime.
bugün internete yapılacak olan sansür yarın diğer haberleşme kollarına, sonra üretim alanlarına, daha sonra da eğitim, halk ilişkileri, hatta düşünce özgürlüğünün sınırlandırılmasına kadar gidebilecek olan bir çekiç niteliğinde.
o veya bu şekilde, görevi halkı denetlemek ve yeri geldiğinde uyarmak olan devletin, dünyanın en gelişmiş sektörlerinden biri olan, haberleşmenin can damarı diye nitelendirebildiğimiz internete erişimi sınırlandırması, bir şeylerinin hepimiz için feci ters gittiğinin kanıtı.
''kaynayan su içindeki kurbağa toplumları'' adlı videodan : ''bir şeyi yavaşça değiştirirseniz, çoğu kimse bunu fark etmez. örneğin toplumlarda denetim mekanizmaları gittikçe çoğalıyor. bu da hiç iyi bir gelişme değil. çünkü kişi kendini gözetlenmiş hissettiğinde - gözetlenmeyen birine göre - daha farklı davranır. anonim olmadığı sürece, haklarını kullanmakta kendilerini özgür hissedemedikleri için bu haklarını kullanamamaktadırlar, böylece fikir özgürlüğü büyük ölçüde engellenmiş oluyor. bu, düşünce özgürlüğü için de geçerlidir. göze batmamak için insanlar giderek kurallara uymaya başlarlar. böyle bir durumda toplumlardaki kendine özgü farklı düşünenlerin sayısı günden güne azalır. bir tür tek tip toplumlar kendini zihnen veya sosyal olarak yenileyemez. hoşgörüsüzlük, tahammülsüzlük artarken, aynı zamanda toplumun yaratıcılık, yenilenme, ilerleme olanakları engellenmiş olur. bu yüzden arada bir termometreye bakip, suyumuz ne kadar isinmiş bunu görmemiz lazim!''
internetin ölümüne hayır, toplumun ölümüne ışık tuttuğu için!