aslında olayin alınış şekline göre değişen bir konudur.
kişinin kimlik kartı onun şahsıyla ilgili bilgileri bulundurur. yukarıdaki yazıda engin ardıç´tan yapılan alıntı, engin ardıç´ın konuyla ilgili görüşü,yanlış olabilir.
insanların kimlikleri devletle ilgili resmi konularda önemlidir. yoksa hiçbirimiz bir arkadasımıza kimlik sormayız. ayrıeten bir insana kimlik sorma yetkisine sahip olan kişiler de yasada belirlenmiştir. ben, sokakta yürürken tutup birisine "kimliğini göster kardeş" desem, adam bana "sen de kimsin?" diyecektir. demek ki kimlik sadece yasada belirtilmiş kişilere gösterilir. kimlik sorma yetkisine sahip olanların bir kişinin hangi dine mensup olduğunu görme hakkı vardır. ya da dinsiz olduğunu, ya da bakire olduğunu, ya da kanser hastası olduğunu...bugünkü mikroçipli kimliklerde bu bilgilerin hepsini görevli şahıs kartı belirli bir makineye takınca görebilecek.
insanın sadece dini ya da bakirelik durumu değil, ismi de onun ötekileştirilmesine sebep olabilir. bu konuda pozitif görüş bildirenler , engin ardıç gibi mesela, o konuda ne düşünürler, benim de merak ettiğim budur. kasaba da alevi vatandaş kimliğini göstermekten çekinir, diyor, iyi de adamın adı mesela abraham olsa, o ,o adamın "müslüman" olmadığına delil olmaya yetecektir. madem din hanesi insanların birbirlerini "ötekileştirmesine" sebep oluyor, aynı şey pekala da isimleri için de geçerli değil midir?...
bu bakımdan kimlikte bakireliğin belirtilmiş olması ya da olmaması çok da önemli birşey olmasa gerektir. nasılsa bunu açıklaman gereken şahıslar herkes değil bu konuyu sormaya yetkili sahıslardır. adamın cebinden tutar fransız kimliği çıkar, nereden bileceksin?...konu bu bilgi ortaya çıktıktan sonra "ötekileştirmenin" yapılıp yapılmadığı konusudur. yoksa o bilginin orada yer alması değil. icabında her bilgi "ötekileştirmeye" sebep teskil edebilir. bir insanın kadın ya da erkek, ya da eşcinsel ya da travesti olması da harika bir şekilde "ötekileştirme" konusu olabilir. bu tür konularda görüps bildirirken çok dikkatli olmak gerekir.