türkiye de sol neden iktidar olamıyor

entry157 galeri
    57.
  1. Dünya üzerinde devletlere bakıldığında,sol,ancak eğitimli kitleler çoğaldıkça varlığını hissettirir.Bu öncelikli nedendir.
    Ancak soruyu 'sol neden iktidara getirilmiyor' diye sormak daha doğrudur.Dikkat edildiğinde solun haklarını savunduğu ve yaşam kalitelerini arttırmayı düşündüğü,sosyal devlet yapısını yaygınlaştırıp geniş bir çatıya kavuşturduktan sonra çatının altına almayı planladığı kitleler (işçi,köylü,esnaf,memur)senelerdir tercihini sağdan yana kullanmışlardır.Solun ezici bir çoğunlukla öne çıkması,iktidara gelebilmesi demek bu kesimin ayaklanması ve sömürüldüğünün farkına varabilmesi demektir.Tarımı ile, üreten fabrikası ile, küçük öçekli teşebbüsleri ile bu kesimin ayaklanması ise sermaye sınıfını geri adım atmaya ve uygulamalarını yeniden gözden geçirip sermaye sahibini kayıran değil, üreten emekçi kesimin de haklarını koruyan düzenlemeler getirmeye zorlar ki bu da en basitinden ucuz işçiliği ellerinden alır.işçi ve köylünün tarımdaki sıkınıları,sendikal hakların malum durumu,ucuz işgücü konularını düşünmekten alıkoymak ile başlar plan.En insani yanları,inançları,milli duyguları kabartılarak aslında bu birincil sorunlar arka plana atılır.Sonra da solun dinsiz olduğundan dem vurur.Aslında haklıdırlar,din dışı bir ağzı vardır,sol her dine eşit mesafededir ve herhangi bir dini söylemine katmamalıdır ki aynı eşit mesafeyi iktidar talep ettiği halkı üzerinde de gösterebilsin.Sol, tüm inançları kişin vicadanı ile halletmesi gerektiğini düşünür ve hiçkimseyi sömürmemek adına söylemine dini eklemez.Sağ, din gibi en vicdani durumu kitleler üzerinde kullanır ve böylelikle o kitlelerin temel sorunlarını görmezden gelmelerini sağlar.En temel tanımla,çünkü sağ her zaman sermayeye hizmet eder,sermayesiz ayakta duramaz.Böylelikle bizler 'çılgın projeyi' mesela Hakkari'de bile alkışlayabiliriz.Ülkenin bir bölümüne'hiçbir gereklilik yokken' harcanacak milyarlarca doların Hakkari'de fabrika kurulursa daha etkili olacağı aklımıza gelmez.Başbakan allahın adıyla başlar konuşmaya,arada bir de 'yol yaptık' der ve biz gurur duyarız.Tütün işçisi,tütüne kota konmuşken gider kotayı koyana oyunu verir,çünkü öyle öğretilmiştir,en çok inanan,en çok allah adını ağzına alandır doğruyu yapan.Madende ölen işçinin eşi gider sağa oy verir,o sağ ki toprak altında çalışanlar için hiçbir güvence temin edememiş,bu ölümü kader olarak kabullenmemizi istemiştir.Bakkal süpermarketle başedemez,yine sağa oy verir,memur geçinemez,sandıkta rengi bellidir.
    Sol bir bilinçlenmedir.Memurun,işçinin,köylünün,esnafın haklarından haberdar olması gerekir.Oysa kapı kapı gezip erzak dağıtmak daha kolaydır,haklarını öğretmek işimize gelmez.
    Tüm bunların en başında ise hala sanayi toplumu olamayışımız yatar.Avrupa bizden çok önce yaşadığı bir sanayi devrimi ile bilinçli bir işçi sınıfı yaratmış ve bu işçi sınıfı bilinç seviyesini hergeçen gün ilerletebilmiş,gerektiğinde gerekli müdahaleyi gösterebilmiştir.Bizler,böyle bir devrim atlatamadığımız/yaşayamadığımız için, bir fabrika bilincine ulaşamamış ve öngörülü bir işçi sınıfı oluşturamamışızdır.Bilinçli işçi, sermaye sahibi ve elbette sağ için büyük tehlikedir ve gün geçtikçe artan kapitalist sistem baskısı köylü,işçi,emekçi,memur,emekli..vs kesimi daha da zor da bıraksa da kitleler örgütlenip bilinçleneceği halde daha çok pasifize edilmektedirler.Bu da solun iktidar yolunu kapatmaktadır.
    0 ...