beyazıt öztürk

entry1036 galeri
    39.
  1. son günlerde 2002 yılında aktüel'de yazdığı bir yazı fw maillere konu olmuş sovmen kişi.neden bilmem tv'de görüp de içten olduğuna beni inandıran nadir adamlardan.

    yazısı için:
    --spoiler--
    Sıkıldım be kendimden. Valla... 32 sene oldu, aynı vücut,aynı ayak, aynı kafa ve o kafada aynı bakışlar, aynı mimikler, aynı eblehlik...Nasıl büyüdüğümü bile anlayamadım.

    Sadece konkav aynalara gerçekleri söyleyebiliyorum, o da genç gösterdiği için..

    Ne yapacağımı önceden bilmek bile sıkıntı veriyor bana ama bile bile yapıyorum. Adımımı bile yürüyeceğimi tahmin ettiğim için atıyorum. Hiçbir sürprizi kalmadı hayatın... Kendime aldığım bütün hediye paketlerinin içini ben doldurdum. En sıkıntılı tarafı da, ne düşündüğümü biliyorum, kendime yalan söylüyorum, kendim doğrusunu biliyorum.

    Nelere güldüğümü bildiğim için kahkaha atıyorum. Ama artık yeter, bana beni bilmeyen biri lazım diye düşünüyorum son zamanlarda.
    Bir kadın...
    EVET BiR KADIN.

    Karşı cinsten birini aramaya başlayalı, bir 20 sene oldu aslında. Bu 20 sene içerisinde, inişli çıkışlı bir hayatım olduğu için tercihlerim de beğenilerim de zamanla değişti. Eskiden bir ilişkide param yok diye üzülürken, şimdi param için mi yoksa benim için mi kaygıları arasında yaşıyorum aşklarımı.

    Gerçekte aradığım kadının nasıl biri olması gerektiğini biliyorum.

    Onunla ilgili hayallerim de var. Mesela.. Doğu Anadolu'ya giden bir otobüs Belki bir köy otobüsü... Sevgilim ve ben en önde oturuyoruz, 3-4 numarada. Otobüste herkes memleketine gidiyor, bizse onların memleketlerine. Dışarısı buz gibi, tipi var. Otobüsün içi sıcak. Sabaha karşı, gün yeni ağarıyor ve şoför radyosundan cızırtılı
    bir halk müziği sesi, arada birde kan anonsları duyuluyor.

    Aşkım benim, o uyuyor omzumda, otobüste herkes uyuyor,
    bir ben uyanığım, bir de şoför. Sonra otobüs mola veriyor bir yerde. Yıkık
    dökük, ama çok şirin bir yol kahvesi. Onu öperek uyandırıyorum, biraz
    mızmılanıyo.

    Üstüne birşey almıyor, kabanımla sarıyorum onu, birer sıcacık çay paylaştığımız...
    Sonra ne oluyor bilmiyorum.

    işte herşey bu kadar. Peki niye ben böyle birşey istiyorum. Aslında ben bunuda biliyorum, ne sıkıcı benim için, ama size anlatacağım ve bende sanki ilk defa duyuyormuş gibi heyecanlanmaya çalışacağım.

    Niye Anadolu'ya giden bir otobüs?

    Çünkü doğu bizde yokluktur, Batı ise varlık. Benimle Marmaris'e, italya'ya gelecek kız çok, ama benimde Tunceli'de yaşamak isteyen bir hatun yok ve bana o lazım...

    Hayat uzun, yoklukları da paylaşmak lazım...

    Niye önde oturuyoruz?

    Çünkü otobüste 3 – 4 numaranın önü açıktır ve ben önümü görmek isterim.

    Neler olacağını, ne zaman aldatılacağımı, aksilikleri,halledilmeyecek şeyleri bilmem lazım. Bir ilişkide herşeye hazırlıklı olmak lazım di mi?

    Niye herkes doğulu da biz batılıyız?
    Belki birbirimize muhtaç olma güdüsünden. Köy filmlerinde de hep hemşireyle öğretmen birbirine aşık olmaz mı? Tabii bunun tam tersi de şehir için geçerlidir.

    Neden o uyuyor da ben uyanığım?

    Bence bu bir erkeklik sorunu. ilişkiye zarar verebilecek sıkıntılar olduğunda onun haberi olmadan ben halledeyim ve sorunsuz, huzur içinde devam edelim diye.

    Niye onu uyandırırken mızmızlanıyor?

    Bayılırım ufak ufak kapris yapan kadınlara. Zaten bu kaprisin boyutu büyürde mız sesleri artarsa hiç uyandırmamak lazım.

    Ve niye o paltosunu almıyor da ben onu kendi kabanımla sarıyorum?

    Bu da bir tür koruma, hem de hayat boyu. Gerçekte onlar kaban değil kanat.

    işte böyle... Birde bu gidişin dönüşü varki o kısmını hiç düşünmedim.

    Zaten böyle bir yengeniz olursa bu yolun dönüşü olmaz herhalde.

    Bu yazının özeti: OTOBÜS KALKIYOR VE BENiM ETEKLERiM TUTUŞTU...
    --spoiler--
    8 ...