gecenin devamı: *
mekandan kalkıldığında adalar'daki kuul playstation cafe'ye gidilmiştir ve deliler gibi guitar hero: metallica oynanmıştır. oradan çıktığımızda sevgili arrhenius ve şu anda nickini hatırlayamadığım için özür dilediğim bir arkadaşım daha bizden ayrıldı.
bu grup şeklinde not an ordinary nerd'in evine gittik, gitmeden önce nevalelerimizi aldık tabii. evde biraz da rakı mevcuttu, önce onu içtik, sonra bira ile parlattık, cilaladık.
"yediğin içtiğin senin olsun moruk," diyorsanız, devamı şöyle geçti:
not an ordinary nerd sağlam bir gitarist, eh ben de fena sayılmam, ikimiz gitarları aldık elimize, yeri geldi çalıp söyleyip eğlendik, yeri geldi hüzünlendik. kafalar güzelleştikçe başka yerlerde, başka kişilerle yaşadığımız özel kafaları ve komik anekdotları birbirimize anlattık. inanılmaz derecede eğlendik ve sabah saat 5'i vurdu.
sonrası biraz çetrefilli. cd satan işportacı adam gitti bize shell'den poğaça ve sigara aldı; fakat o kadar uykusuzduk ki poğaçaları pek gözümüz görmedi, birer tane yiyip sigara yaktık, two and a half men ve south park'ın tekrarını izledik.
sonrasında bende film kopuk zira yatıp uyudum, sabah 10:30 gibi uyandırıldım ve evden cd satan işportacı adam ile birlikte ayrıldık.
misafirperverliği için özellikle not an ordinary nerd'e teşekkür etmekle beraber, katılan herkese burdan selam ederim, tekrarında kesinlikle görüşmek üzere.
nickini kimsenin tam söyleyemediği, altıncı nesil fosil tkkyb. *