"off of of of amına koyayım." dedirten, kaan kural'ın "görsel hikayecilikte tavan yapmış." dediği bir 30. bölüme sahip dizi. arkadaş sabahın 8inde işe geliyorum aklımda hala sahneler. başka bir şey düşünemiyorum.
ergenekonculara, cemaate, solcuya, sağcıya, laik teyzeye.. herkese öyle güzel laf koyuyor ki. belki de bu diziyi çok iyi yapan detaylardan biri de tarafsız olması.
30. bölümden birkaç şey yazayım, bakar bakar okur hatırlarım.
--spoiler--
bir kere akbaba'nın hayatına da artık bir girizgah yapmış bulunuyoruz. ayrıca ona telefon geldikten sonraki eda'ya sinirlenmesi, kabustaki psikopat halleri, kabustan uyandıktan sonraki muhteşem oyunculuğu hem 4. bölümdeki "ben olmuşum cinayet." sahnesini hatırlattı, hem de "bunca senedir neredeydin be zalım berkan şal?" dememize neden oldu. ayrıca duvardaki gazete küpürlerinin gizemli bir kadın fotoğrafının parçalarını gizlediğini kim bilebilirdi ki?
hayalet yine birine gönlünü kaptırdı, gönlünü kaptırdığı kişi yine cezaevinde. bahtsız arkadaş bu hayalet. ayrıca behzat amirimin bölümler öncesinden kendisine verdiği talimatı hepimiz unutmuşken aklımıza getiriverdi. selim ipnesini ne güzel de tokatladı öyle.
harun, yanındaki kadına sözlü tacizde bulunan çağdaş teyzeye çok güzel çemkirdi. ama gönlü de hala eda'da. meliha'ya yazık be harun, anladık kafan karışık ama o da bir insan evladı. yazıktır günahtır. ayrıca meliha'nın yanında oturan kızımız başı açık, kısa etekli bir kızdı. yani burada harun'un annesinin "çağdaş bir aile." dediği ailenin neden çağdaş olduğunu anladık.
selim puştunun yine eli ayağı kıçı başı ayrı oynuyor. şerefsiz.
eda da ayrı dallama. sana ne lan? harun evleniyor işte, ne güzel. sen git vax kafalı selim'inle oynaş. harun'un kafasını niye karıştırıyorsun?
haftanın cinayeti de ayrı bir güzellikteydi. güzel kurgulanmış bir olaydı.
savcı hanım, yani canan ergüder, bu hafta herkese harika bir oyunculuk resitali sundu. hep sert bakan, çabuk sinirlenen ara sıra da behzat amirime kaçamak bakışlar atan savcının da kör kütük aşık olabildiğini bize çok iyi gösterdi. "dosyayı bana gönder behzat, olay intihar." dedikten sonra öyle bir ağladı ki 5 kişi birlikte izlemeseydik hüngür hüngür ağlardım. ayrıca son sahnede behzat amirime ilan-ı aşk etmesi ve "mutsuz oluruz."'a verdiği süper cevap ile bizlerin aşkın nasıl bir şey olduğunu iliklerimizde hissetmemize neden oldu.
behzat amirim.. adamsın adam. bir insanın adalet, şeref, dürüstlük duyguları bu kadar mı gelişmiş olur be arkadaş? adam 10 maaşlık ödül aldığında bile eşe dosta dağıtıyor o parayı. daha sonra içine sinmediğinden "çekin amına koyayım." diyip yırtıp atabiliyor. sevdiği kadına "benden bir bok olmaz" diyebilecek kadar gerçekçi ve vicdanlı. ancak onu gerçekten isteyen ve seven bir kadını bulduğunda tam bir romantik oluyor. tek zayıf noktası, kızı. ve o zayıf nokta yüzünden, belki de ilk kez, doğru olduğuna inanmadığı bir şeyi yapıyor.
--spoiler--
helal olsun emrah serbes. helal olsun tüm oyuncular. helal olsun adam film. boş geçen pazar gecelerine anlam yüklememizi sağladınız. allah hepinizden razı olsun.