işyerinde suyu çıkana kadar çalışıp aldığı para ile geçimini sağlayamayan, dolayısıyla kitaba verecek parası olmayan;
dertten tasadan nefes alacak durumu kalmadığı için ruh hastası birkaç yazarın hayal dünyasında kaybolmanın gereksiz olduğunu bilen;
akşamın köründe aç milaç evine geldiğinde aklındakiler biraz yemek, eşinin ve çocuklarının mutluluğunu görmek, uyuyup dinlenmek olduğu için bomboş ve saçma birkaç sayfaya bakıp daha fazla yorulmak istemeyen;
ay sonunu nasıl getireceğini kara kara düşündüğü ve bu karayı sadece televizyon izleyerek giderebildiği için cehaletle suçlanan millet olmasıdır.
kitap okuyunca dünyanın yaratıcısı olduğunu zanneden minimal beyinli asalaklar, asgari ücretle evi kirada olmasına rağmen 4 çocuk okutabilen babanın yarattığı mucizeyi asla algılayamazlar. ama okumadıkları ya da okuyamadıkları için cahil damgasını vurmayı adamlık bellerler. biraz zorlayın beyinlerinizi, bakalım anlayabilecek misiniz; her okuyan einstein olmadığı gibi, her okumayan da cahil değildir.