- Melalkolik.
- dehaya sahip dahi anlamındaki ben de insanlardan ayrı yaşarım.
- obezlere şişman yerine şişko diyelim önerisinde bulunan bakanın ki kendisinin
akıl sağlığına iyi bakmadığını anlaşılıyor, bundan sonra ki altına imzasını atacağı
her türlü ıvır zıvır nazarımda 'kaba etler kanunu' çerçevesinde değerlendirilecektir.
gerçi benim o bezler de tarağım yok ki amk.
- Öz uçar azı kalır.
- bir arada, mecburen, (mecburen işe gitmek mecburen) mecburiyetten
bulunanların, küçük esnaf mantalitesiyle, aman da aman, hali hazırda
gruptan kopmiim düşüncesiyle, oysa sürüden ayrılanı kişilik kapar demiş
üstad amk., yalandan kaynaşmaları sırasında veyahut ta zamanlı zamansız
peyda olan ortam sosyalleşmesi sırasında ya da dışkılanan 'rubik küpü' şakalar
efenime söyliim sözüm ona alaysılamalar esnasında, kati surette
'aynı kazanda kaynamalarına rağmen' birbirlerine menfi sözlerde; şaka,
alaysılama vb. bulunmayan en az bi çift, artık ne gibi bi balans gözetiliyorsa,
gözlemlerim arasında. buna ilaveten bu iki tipciklerin yeri geldi mi aynı anda
gözüne kestirdikleri pek bi' savunmasız olan grubun zayıf halkasına yüklenmeyi
pek bi' sevdiklerini de, zayıf halkadan kastım kendim diilim, müsterih olunuz,
çok çok büyük bi efor ilen maliği olduğum gözlerim arasında. tabi. ulen sikikler!!
bu bahsini ettiğim, ikili tipcikler!! birbirinizi de arada sırada kafa kola alında
sikkoluğunuzu, boyaya katılan tiner hesabı birazcıkta olsa inceltin.
ne kadar erken incelttiğiniz yerden koparsanız o kadar kardır derim ben
keskin küpümden aağrı.
- sonunda teşhisi koydum amk.,saç dönmesi var bende amk., kellik ne alaka amk.,
onuda ben diiim amk., tabiki de kel alaka amk..
- ben, yarrak kürekten, hiç kimse olmayı planlayarraktan
kimselerin olmadığı bi' yere gidersek şayet, yinede bir başkası için,
gitmiş bulunduğun 'kimse'siz yerin kimsesi' olman yine de kaçınılmazdır
demiş buluniim, ha burayadur Nihat doğan spastiğine.
- ekseriyetle, nerdeyse cep dışında artıkın her şey olan telefonun
kullanımı sırasında, üçüncü bi kişi tarafından konuşman bölündüğünde
ya da denk düşmesi hasebiyle, bölme zaruriyeti hissettiğinde, yanındaki
yörendeki biriynen hasbıhal eder iken ya da bi şilerle tıngır mıngır
lingerlanırken, ufak çaplı meşguliyet imajından ötrü, kişicik olan kendini
bi' yarrak zannetmeni, kendimi bi şi zannettiğimden yazılandırıyo dilim amk.
Bi' bildiğimiz yok ki atıp tutuyoruz demek ki.
- taksim'den 4 levent'e hareket eden metroda, daha hareketin başındaki bi' kaç sn.lik
süre zarfı içinde, duyulan, kulağa galebe çalan sessizliği, er ryan'ı kurtarmak filminde
tom hanks'in hiç bi şey duymadığı bi' sahneyi anımsatarak, telefonuma, belkit inanmayacaksın ama
kaydettim. valla. arada açar açar dinlerim. hep ismini, hep ismini anarım.
eti eti eti. oldu mu? olmadı.
- uzağıma yakın olmasını temenni ettiğim tek tipler ki bunlar tek tiptirler;
sıklıkla aynı ortamın paylaşılıyor olmasının doğal getirisi olarak yaşanılan
göz aşinalığını, 'yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez'e, 'aramızdan su sızmaz'a indirgeyerek,
olur olmaz, zamanlı zamansız, hüdayınabit başlayan/biten diyaloğu çemkirmeye ramak kala
bi edayla dillendirerek yerel bazlı sosyalleşmeyle hayata geçiren tiplerdir.
(- e adamın tabiatı öyle belki) (- onun ben ta tabia(t)(m)ını sikkiim.)
- Bazı tipleri yolda görsem beş para etmediklerini bildiğimden sayacağımı zannetmiyorum.
Gökte ararken yerde bulursam belki. zuhaha hahaal olcay amk.
- tanrıya and olsun ki, bi' iki meşgaleye nazire 'sabrını sınıyorum' diyen bi' 'amın oğlu benjamin'e,
'essasında tanrı, senin varlığınla insanlığın sabrımı sınıyo' demişliğimiz de var binlerce şükür.
- dört arkadaş oturuyoz bi' yerde, içlerinden biri, cinemadan söz açılınca, diğer ikisinden birine
12 maymun filmini öneriverdi. bende eteğimdeki taşı ''12 maymun'u izleyeceği sırada maymun sayısı
13'e çıkmaz mı?'' basitliği ile adi konuşma ile dökersem acep, ''maymuna dördüncü de bulunmuş oldu.''
şeklinde hazırcevaplılıkla mukabele edilir miyim diye de merak içinde boşluğa bakınca, boşta kalan
tek arkadaşım, üç maymunu mu oynuyon lan dedi bana. bingo.
- imtarator.