ben kendi çocukluğuma şahit olamadığım içün kardeşimin çocukluğundaki tehdit yöntemlerine değinmek istiyorum. *
vakt-i zamanında, kardeşim çocukkene -canavar dönemlerinde- oturduğumuz apartman 7 katlı idi, son katta bizimdi.* vermişiz parasını, almışız icabında.*
kardeşim olacak geçmişin pereblemli çoucu, şimdi ki ergen namzeti ne zaman aileden birine sinirlense, eline ne geçirirse balkona koşardı. ahaha, o kadar iyi katırlıyorum ki yamcuk yamcuk koşmasıyla, bacak kadar boyuyla bizi tehdit etmesini... şimdi ki ergen halini gördükçe ''lan ibn-i hep balkon fantezilerini kullansan'' diye serzenişe geçerim hatta.
kardeşimin o zekayla aşağıya atmak için kullandığı aparatlarsa* çoğunlukla benim barbie bebeklerim olurdu, et bebek derdik biz havalıydı falan tabii, bacaklarını ayırıp -bildiğin ayırmak yau- 7. hattan aşağı sallardı. ben de her defasında tehdit edip dövemezdim. ''yaa annea bu olunu varya...ühühü''
zaten iki hobisi vardı kardeşimin barbielerden sonra düdüklü tenceremizi aşağı atmak, sanırım çıkardığı sesten korkuyor -zira eskiceydi deyu hatırlıyorum- kurtulmalıyım bu teneke parçasından deyip atıyordu.
inanılmaz korku sarmıştı bizi, ma-aile düdüklü birinin kafasına düşecek yusuflamasıyla bundan da sıyrılmıştık. o günden sonra balkonumuza kilit takılmıştı zaten, ee her türk insanı gibi bizim aile de olay gerçekleştikten sonra önlem alma ustasıydı!