ikinci dünya savaşına dek dünyada revaçta olan uluslararası dil fransızca idi örneklemek gerekirse osmanlı edebiyatındaki romanlarda şehirli karakterler fransızca bilip konuşan yazan kimseler olarak tasvir edilirdi. ayrıca teknik terimler de fransızca olarak dilimize gelip yerleşmekte idi. örnek şoför,fren,direksiyon tamamı fransızca kökenli kelimelerdir.bunda etken olan fransız devrimi ve sonrasında uluslararası kamuoyunun fransa da kurulan yeni düzene hayranlığıdır. o dönem dahilinde fransız toplumu gerçekten de eşsiz edebi ürünler vermiş bu da fransızcaya hayranlığı arttırmıştır. pek tabii ki diğer toplumlar medeniyet beşiği olarak gördükleri fransaya öykünüyor ve taklit ediyordu. gelişen uluslararası ilişkilerle ve iletişim olanakları ile de dünyada toplumların birbiri arasında mesaj taşıma kaygılarının oluştuğu dönemde tam da fransızca ortada işte o evrensel iletişim benim diye (fransanın zamanlı ve doğru propagandasının etkisi ile) uluslararası iletişim dili oluverdi. ne var ki yirminci yüzyılın başındaki en kudretli iki devlet olan birinci dünya savaşının galip ve mağrurları fransa ve ingiltere ikinci dünya savaşında ağır mevzi kaybına uğramışlar ve yeni dev amerikanın yardımı ile ancak yok olmaktan kurtularak varlıklarını idame ettirmek durumunda kalmışlardı.savaş dönemi ve savaş sonrası dünyada eşi benzeri olmayan sosyal ve endüstriyel başarılara imza atan amerika (ingiltere değil) sayesinde de uluslararası alanda ingilizce yaygınlaşmaya başladı. çünkü hemen her ülke bir biçimde amerika ile iletişim kurmak endüstriyel ve ticari işbirliği yapmak durumunda kalmıştı. gariptir ki dünyaya ingilizceyi yerleştiren amerikada bir zamanlar alman kökenlilerin nüfustaki kalabalık yapısı ( o dönemdeki en büyük etnik grup olmaları nedeni ile) dolayısı ile almancanın resmi dil olarak kabul edilmesi ciddi ciddi tartışılmış ve tabiri caizse direkten dönmüştür bu konu.ingiltere ise kendisi dışında gelişen bu olgudan yine britanyalı kurnazlığı ile pay çıkartmış kaliteli eğitim kurumları (oxford cambridge vb) sayesinde dünyaya eğitim başkenti olduğu doktrinini aşılamış dar alanda edebi genel anlamda sanatsal olarak abd nin karşılayamadığı kültürel boşluğu doldurarak dil ve edebiyat bağlamında kendine düşen görevi yapmıştır. halen hiç bir fransız bu durumu ve ikinci plana atılmayı kabul edememiş fransa dışında da olsa ingilizceyi iyi de bilse kompleksi nedeni ile ingilizce sorulan soruya fransıza cevap verebilmektedirler. öyleyse ingilizce vs fransızca müsabakasının galibi : english wins.