büyük eylem adamları dediğimiz kişilerin, birtakım riskli işlere atılıp başarıyı aramaları, acaba başkalarını, bir topluluğu bir toplumu içtenlikle kurtarmayı düşündüklerinden midir, yoksa bu yoldan şerefe, üne kavuşma tutkularından mı, kolayca içinden çıkılamaz. isterseniz söyleyeyim kuşkumu, ben gerçekten başkalarını, toplumunu düşünüp de, yalnızca bu amaçla kendini riskli işlere atanlar bulunduğuna inanamam. o çeşit kişilerde hırs bulunmasının doğal olduğunu bundan ötürü söylemiyorlar mı? peki, ben bencil bir ahlaktan başka türlüsü olamayacağını mı söylemek istiyorum? o da değil. ya nedir? durun bakalım, belki çıkarım işin içinden. yalnız burada hemen söylemem gerekiyor ki, başkaları uğruna kendilerini riskli işlere atanları, düpedüz bencillikle nitelememiz yanlış olur. çünkü kişi risklerden kaçar, rahata, huzura yönelir. doğaya uygun olanı da budur ve bütün eski ahlakçılar, yaşamın doğaya uygun olması öğüdünü vermişlerdir. buna karşın kendilerini riskli işlere atanlar, demek ki, o işlerden kişisel mutluluk duyanlardır.