4 nisan 2011 mp antalyaspor galatasaray maçı

entry103 galeri
    88.
  1. tabi yenilecekler, ne de olsa benim takımım.

    galatasaray'ın, isteksiz ve istikrarsız bir tablo çizdiği maç olmuştur. açıkçası şu saatten sonra sahaya çıkan 11 adam sırtüstü yatsa dahi değişen bir şey olmayacaktır. hani "küme" muhabbeti var ya, o tamamen hikâyedir bilineceği üzere. galatasaray "düşeyim" dese de galatasaray'ı düşürmezler(hoş fazla istekli bu sezon ama...).

    takıma bakıyorum atılan paslarda ya iki futbolcu aynı anda hareketleniyor, ya da topa en yakın iki futbolcu birden atak pozisyonu alıyor. takımda kelimenin tam anlamıyla bir uyumsuzluk hâkim. ve önceki maçlarda da aynı durumu görmek mümkün. ve fakat bunun da nedeni var. çok sık ve sürekli sirkülasyon yaşıyor takım. geçen hafta sol açıkta oynayan adam bu hafta sağ iç oynuyor. sağ bekte oynattığın adamı, ikinci yarı stopere çekiyorsun. "kadro yetersiz" sığınmaları yersiz geliyor bana. bir vakitler lucescu'nun, şampiyonlar ligi ikinci turunda ve kelimenin tam anlamıyla ölüm grubunda(barcelona, liverpool, roma, galatasaray) 5 beraberlik ve son maçta aldığı yenilgiyle elenen takımını hatırlıyorum da hani orta sahada "florquin(tam olarak böyle mi yazılıyordu emin değilim)", sağ bekte "perez" ve sol bekte de takip eden yıllarda rizespor'un vazgeçilmezi olan victoria vardı. radu niculescu adında ne idüğü belirsiz bir romen forvet ile liverpool karşısında gol buluyorduk falan. o zaman çok mu yeterli bir kadro vardı?

    dediğim gibi bu sezon, giren girdi artık ve çıkmayacağı aşikâr. sadece eldekilerle ne yapılabilir ve en ekonomik şekliyle takıma ne gibi katkılar sağlanabilir buna bakmalı. yoksa ki lincoln'ü gönder, misimovic'i gönder, stancu'yu gönder... nereye kadar arkadaş?

    ve asıl konu olan maça gelirsek antalyaspor'un çatır çatır pres yaptığı, top oynadığı, ara paslarıyla bolca gol pozisyonuna girdiği, girdiklerinden bir kaç tanesini attığı maç olmuştur.
    0 ...