ben bu yazıyı sana yazdım ama sen okuyamayacaksın. ama olsun ben yine de yazıyorum. nerden başlasam acaba anlatmaya en iyisi aralık 2010dan başlayım, evet ordan başlayım, ne olduysa o ay içinde oldu nasılsa
aralık 2010
aralık 2010 birçok şeyi değiştiren ay bu aya kadar kız arkadaşımla hiçbir sorun yoktu aramızda ya da öyle geliyodu bana. ama bu ayda bir şeyler değişmeye başladı aramızda. eskisi gibi görüşmüyoduk, eskisi gibi konuşmuyoduk. neden bir anda böyle bir duruma geldik bilmiyorum ama artık monotonlaşmıştı hayatımız, konuşmalarımız hep aynı, mesajlarım hep aynıydı, başka şeyler yazmak gelmiyodu içimden sanki. yoksa artık sevmiyo muydum onu.. yok yok olamaz 2,5 sene geçirdik beraber, belki o dönemlik bir sıkılmadır diyodum kendi kendime. geçer, düzelir diyodum ama düzelmiyodu, gitgide artık sevmediğimi düşünmeye başlıyodum kendi kendime. neyse biraz da senden bahsedeyim. son zamanlarda daha çok vakit geçirmeye başlamıştım sizinle, daha çok eğleniyodum. seninle de daha çok yakınlaşmıştık bu dönemde ama tabi ki benim aklımda şu anki düşüncelerim yoktu. ilk sana karşı bir şeyler hissettiğimi yılbaşı gecesi anlamıştım sanırım. çünkü ilk kez böyle bir düşünce o gece aklımdan geçmişti. o gece mekana gittiğimizde benim yanımda oturmanı istiyodum nedense. hatta bunun için kafamda ufak hesaplar yapıyodum; senin hemen önünden veya arkandan gelip yan yana oturmayı planlıyodum *, ama bunları planlarken bile sana karşı bir şeyler hissetiğim aklımın ucundan geçmiyodu. iyi anlaşıyoruz diye böyle olsun istiyorum diye düşünüyodum. o gece çok eğlendik, fotoğraf çekildik filan.. gecenin sonunda mekandan çıkmaya yakın sen bi nedenle (sanırım sana trip atıyodum) benim elimi tuttun ve uzunca bir süre de bırakmadın. işte o an değişik bir şeyler olduğunu anlamıştım bende. çünkü elimi tuttuğunda bir garip hissettim ve elini hiç bırakmak istemedim. sen benim elimi kesinlikle o niyetle tutmadın biliyorum ama ben değişik hissettim işte ama o gecenin sonunda bile kız arkadaşımla aram bozuk olduğu için böyle hissettiğimi düşündüm. çünkü 4 senedir tanıyodum seni, hadi ilk seneyi saymayalım diyelim yine de 3 sene niye şimdi böyle bir şey hissedeyim diyodum kendi kendime. ama o gecenin sonunda emin olduğum tek şey, artık kız arkadaşımla aramızda bir şeylerin bittiğiydi ve o ben ilk kez o gece ayrılmayı düşündüm ve karar verdim. çünkü eskisi gibi olmayacağını anlamıştım. yoksa böyle bir şey hissetmezdim ya da aklımdan da geçmezdi.
ocak 2011
artık kız arkadaşıma bu düşüncelerimi paylaşmaya karar vermiştim ama finallerimin geçmesini bekliyodum hem de belki düzelir diye bekliyodum aynı zamanda.. ama bu arada da senin yanında olmak istiyodum sürekli ilginç bir şekilde. acaba mı diyodum sonra yok yok lan olmaz öle şey diyodum kendi kendime.. neyse finaller geçti eve dönme vakti geldi. gideceğim gün kız arkadaşıma kafamdaki düşünceleri söylemeyi planlıyodum ama söyleyemedim, çıkmadı ağzımdan bir türlü. memlekete döndüm 2 gün geçti. sonra 3.gece kafam güzel raskolnik ve elenore ile paylaştım derdimi, düşüncelerimi.. seninle ilgili olanlar hariç tabi, onları ben de kabullenememiştim daha.. ve o gecenin sabahında geri dönüp anlatmaya karar verdim. döndüm, anlattım ve ayrıldık üzüldük ikimizde ama ben daha çok onun üzülmesine üzülmüştüm, çünkü ayrıldıktan sonra rahatlamıştım sanki. bir şeyler bitmişti ve eskisi gibi olamayacağına inanıyodum. en iyisi buydu belki de o günün akşamında seninle görüştük, sana söyledim ayrıldığımızı, çok şaşırdın, barışırsınız filan dedin. öyle ya siz bizim evleneceğimizi düşünüyodunuz ama hayatta her şey beklendiği gibi gitmiyo.. sonra tatil geçti gitti, o kalan 15 günde biraz daha rahatlamıştım sanki ama hala sana karşı böyle bir şey hissettiğimi düşünmüyodum ya da düşünmek istemiyodum. çünkü birinden ayrıldıktan sonra insan başka birini bu kadar çabuk sevemez di mi.. ama bir şeylerin bittiğini daha önceden anlamıştım, sadece emin olmak için süreyi uzattım.
şubat 2011
tatil bitti ve geri döndüm ama sen hep buradaydın zaten çalışıyodun çünkü.. geldiğim ilk gün rakı balık yaptık bizde. mutluydum nedense yanımda olduğun için belki de.. sonra gecenin ilerleyen saatlerinde poker oynadık, benim kafam güzel yine, elini tuttum bir an ve yine aynı o garip his.. bırakmak istemedim yine, sen de bırakmadın zaten, gerçi bıraksan bi daha tutardım büyük ihtimal * ama yine hala emin olamıyodum hislerimden, neden şimdi üstelik kız arkadaşımdan yeni ayrılmışım olamaz diyorum içimden. günler geçiyo, ben artık emin olmaya başlıyorum, çünkü hep senin yanında olmak istiyorum. hatta seninle yalnız kalınca daha mutlu oluyorum. bunun başka bir açıklaması olamaz diyorum kendi kendime
mart 2011
artık eminim hissettiklerimden, artık sadece arkadaşım olman yetmiyor bana biliyorum. ama bunu bilmek daha kötüymüş onu bilmiyordum. şimdi nasıl söylicem sana bunu, senin öyle bir şey düşünmediğini adım gibi biliyorum çünkü. ama bunu da söylemem lazım, böyle de gitmek istemiyorum ama bir yandan da söylemek istemiyorum, çünkü söyleyince aramızın bozulacağından korkuyorum. 3,5 ay kaldı diyorum kendi kendime, dayan oğlum, okulun son günlerinde söylersin diyorum kendime. ama günler geçtikçe daha kötü oluyorum, uyuyamıyorum geceleri, yastığa kafamı koyduğumda hep aynı düşünce; seninle birlikteyiz ve bu düşünce uyutmuyo işte adamı. sana olmasa bile birilerine söylemem lazım artık diyorum kendi kendime yine. zaten bu aralar sürekli kendi kendime konuşuyorum, sanırım kafayı yiyorum. sonra birine söylemeye karar veriyorum artık. ama acaba kime söylesem, raskolnike mi yoksa elenorea mı.. elenorea söylemekten çekiniyorum ve raskolnike söylemeye karar veriyorum. ve 16 mart gecesi nihayet anlatıyorum içimdekilerini birine.. şok oluyo raskolnik duyunca bunları benden, ama zaten ilk kez anladığımda ben de şok olmuştum. ama beklediğimden ılımlı yaklaşıyo olaya raskolnik hatta neden olmasın olabilir filan diyo, mutlu oluyorum ben de. çünkü ben hiç de öyle düşünmüyodum. o gece karar veriyorum artık sana da söylemeye hissettiklerimi. hatta plan yapıyoruz raskolnik ile ne zaman, nasıl söyleyebilirim diye. cuma günü maç var fenerbahçe- galatasaray maçı. bi yerlere gitmeyi planlıyoruz hep beraber, sonra da gece sana söylicem yapıyorum planımı kafamda. ama raskolnik ertesi gün kendi deyimiyle müthiş bir tiyatro *** yaparak düşüncelerini öğrendiğini söylüyor bana. arkadaştan sevgili mi olur demişsin ona, haklısın, kafamı skiim insan arkadaşına aşık olur mu lan, dışarıda milyon tane kız var mına koyayım.git onlara aşık ol di mi.. ama ben yine de kafama koymuşum, söylicem, buradan dönüş yok artık.. sen baştan gelmek istemiyosun akşam ama ben ısrar diyorum ama sen gelmek istemiyosun yine de.. belki de anladın sana bir şeyler söyleyeceğimi. ama sonunda geliyosun işte. o gece geliyo sonunda.
bugün fenerbahçe galatasaray maçı var. normalde benim yerimde duramam lazım amk ama ben mutsuzum, çünkü umutsuz bir şekilde söylicem sana hissettiklerimi. maç bitiyo biz bara iniyoruz hep beraber. ben hızlı hızlı içiyorum içkimi kafam güzel olsun da daha rahat konuşayım diye. ve raskolnik sigara içmek için terasa çıkıyo seni de çağırıyo yanında, bana da sen de gel diyo 2 dk sonra.. ben de çıkıyorum hemen 2 dk sonra, ben gelince o gidiyo yanımızdan, ve ben sana bir şey söylicem diyorum, sen söyleme diyosun, ben söylicem diyorum, sen söyleme diyosun, ben söylicem istersen sonra unutursun söylediklerimi diyorum başlıyorum konuşmaya ama sen beni arkadaşın olarak biraz seviyosan sus diyosun.. ben de susuyorum.. ama ben seni arkadaştan öte seviyorum.. keşke dinleseydin be beni ben de buralara yazmak zorunda kalmazdım. şu an yazdıklarım 5 sayfa oldu wordde. hayatımda ilk kez bu kadar uzun bir yazı yazıyorum kendi cümlelerimle.* sanırım kafayı yiyorum, evet sanırım.. insanlar, ablan sen benim elimi tuttun diye benim bundan cesaret ve işaret aldığımı düşünüyo ama bu doğru değil, ben neyle karşılaşacağımı bildiğim halde söylemek istedim bunları sana, senin hiç bi ilgin yok tamamen benim hissettiklerim. gerçi siz de benim boşlukta olduğumu düşündüğünüz için böyle bir şey hissettiğimi düşündünüz. size göre ben kız arkadaşımdan ayrılınca boşluğa düştüm ve en yakınımdaki kişiyi onun yerine koydum. ama öyle değil işte, ondan ayrılmayı ben istedim, çünkü bi şeyler bitmişti artık, onun yerine birini koymak istesem onu getirmeye çalışırdım geri. hiç beklemediğim bi anda ayrılsaydı kız arkadaşım benden o zaman sizin dediğiniz durum olurdu, boşluğa düşerdim belki.. ama öyle bi durum yok mına koyayım seviyorum ben sadece, sadece bu.. niye başka yerlere çekiyosunuz.. bak bunları sana söyleyeli yani söylemeye çalışalı 3 hafta oldu nerdeyse, ama ben hala uyuyamıyorum geceleri. her gece yastığa kafamı koyduğumda hep aynı şeyi görüyorum, aynı şeyi düşünüyorum, sadece senaryo değişiyo biraz.. öyle yapıyorum, şöyle yapıyorum senin fikirlerin değişiyo ve sevgili oluyoruz.. her gece aynı terane.. yatmak, uyumak istemiyorum artık.. sanırım kafayı yemek üzereyim.. nasıl geçicek bu 3 ay hiç bilmiyorum, seni her gün görerek, görerek ama bir şey yapamadan, her şey normalmiş gibi davranarak, ben delirmeden nasıl geçicek bilmiyorum..
işte ben bu yazıyı sana yazdım, sen okumayacaksın ama ben yine de yazdım. jack nicholson'ın da dediği gibi * i tried at least demek için yazdım. hayatımda ilk kez bu kadar uzun bi yazı yazdım -ki bu konuda dünyadaki en yeteneksiz insan olabilirim * bu hiçbir şeyi değiştirmeyecek ama yine de yazdım. çünkü seni sevdiğim için yazdım i hope see ya in anotha life in different ways...