benim bunun için benim beş esaslı gerekçem var:
bir: çoluk çocuğa her sabah türküm, doğruyum, çalışkanım... diye yemin ettirmek, bir tür yeni başlayanlar için resmi ideoloji dersi vermek gibi bir şey... herhangi bir ideolojiyi minik zihinlere kazımaya çalışmak, demokratik ülkelere yakışmaz.
iki: minicik çocukların hazır ol vaziyeti alıp, varlığım türk varlığına armağan olsun diye bağırtılmaları, fazlaca militarizm kokuyor. okullara kışla muamelesi yapılmasından vazgeçilsin.
üç: türk olmak ne doğru olmanın, ne de çalışkan olmanın gerekçesidir. ant içmeye alışan o çocuklar, büyüdüklerinde doğru olmayan, çalışkan olmayan türklerle karşılaştıklarında bir travma geçirebilirler. çocuklarda sebepsiz beklenti yaratmamak gerekir.
dört: siz her ne kadar andımızda geçen türk sözcüğü bir ırka işaret etmiyor, kuşatıcı bir sözcüktür o deseniz de, türküm, doğruyum, çalışkanım... cümlesi ifade edildiği andan itibaren, bazı akıllara mutlaka kürtüm, doğruyum, çalışkanım... cümlesi gelir. kaçışı yoktur bunun.
beş: madem kara önlüğe paydos denilebiliyor, o halde andımıza paydos da denilebilmeli. sonuçta kutsal bir metin değildir bu... tabu da değildir. hem hani zaman bize uymazsa, biz zamana uyacaktık.