hadi her şeyi boşverelim. ya da şuan olan kafadaki mantık ve modtan çıkalım. ne mi yapalım? bence düşünelim biraz... evvelki de düşünce ama pinpon topu gibi bir düşünce.
somon balıkları gibi hep tersine gidiyorum bu hayatta. yani hep tersten gidiyor anladın mı her şey? istediğin olmamakta bir türlü. zorlasanda olmuyor. sanki çizilmiş bir şey...
mesela bi hakemi... ayağına hiç top değmez ama en çok koşan o dur maçta değil mi? belki en az parayıda o alır. o bütün pozisyonları takip etmeli ve doğru karar vermeli. ama oyuncu her karara itiraz eder. sen hep doğrucusun ama onlar değil. sanırım bazı şeylerde böyle. bu saatten sonra oyuncu olmakta zor geliyor. ne mi yapayım? sanırım sabahtan akşama kadar kitap okumalıyım.
dolduran ya da boşaltan olan aslında yokluktur. işte kimi zaman hayatımı dolduran ve boşaltan pinpon topu o raketten bu rakete çarparak kendini yiyen aslında ruhumdur. yön alıyorum ve yönlendiriliyorum hayatta.kanalize oluyorsunuz bazı izlediğiniz filmlerden ya da başka bir şeyden.
geriye dönüp baktığımda hep doğru düşünen ama bi o kadarda üzülen bi insan olmak gerçekten ironik.
sevmeyi unutmayın ama bence en güzel duygu o. sevin ve sevin... onun yok olduğu günü hiç düşündün mü? benim aklım almıyor. başka bir şeyim yok sanırım ondan. ne candan severmiş insan... sevin ve böylece ruhunuz bi nebze rahatlar en azından hayata tutunur ve acılarınızı biraz da olsa bastırırsınız.