bir nevi 'tamam egomu tatmin ettim ama seninle işim bitmedi' sendromudur. bu hanım kızımız aylarca peşinden koşan mahçup delikanlımızı reddeder ve aralarında olan tüm muhabbete son verir değil mi? hayır efendim! işte konumuz da buradan itibaren başlıyor..
ilk etapta yaptıkları en büyük mantık hatası umut vermektir. reddettiği kalbi kırılmış , yaralı kardeşimizi en hassas noktasından vururlar. '' ben sana layık değilim rıfkı.. sen çok iyi birisin'' demeleri , kalbi ve aklı karışmış bu kardeşimizi etkiler ve kendi kendine felsefe yapmasına sebep olur. '' ulan mağdem iyiyim neden reddetti? ben sana layık değilim ne demek lan? aslında hoşlanıyor mu ya? yok yok.. o zaman kabul ederdi abi. lan o zaman niye reddetti!''
ikinci etapta işin rengini iyiden iyiye değiştirir bu şeytan bayan. kafası iyice karışmış bu kardeşimize ikinci darbeyi de vurur. '' bak rıfkı gerçekten hayatımda kimse yok'' diyerek , peşinden koşulmasını ve vazgeçmemesi mesajını vermektedir.lakin ne kadar vazgeçmesede sonuç yine hüsran olacaktır.
üçüncü etapta tüm bu dolapların döndüğü muhabbet sona ermek üzereyken , bu vicdansız bayanın telefonu çalar ve 'görüşürüz' diyerek uzaklaşır. neye uğradığını şaşıran kardeşimiz görüşürüz sözüne takılıp kalır. içten içe mutlu olan talihsiz genç , ''görüşürüz dedi lan ! görüşürüz dedi!'' naraları eşliğinde depar atarak arkadaşlarına doğru yol alır.
