babam icin sonsuz

entry1 galeri
    ?.
  1. harika nilay özer $iiri.

    daha çok sever miydim uçmasını bilseydin
    babamsın ah keklik burcu bir talan!
    ekinler sararırken doğdun mühim bilgidir
    on karde$in küçüğü ölüleri saymazsam
    yıkandın tuzlandın kundaklandın sıkıca
    orak sıcaklarında bir pembe oğlan
    evlerin önünde küçük bir hayat
    kımıl kımıl dipdiri çiltenler karıncalar
    ve toprak dediğin cana musallat
    yalnızlığın çocuklara kadar indiği
    eflatun ak$amların uçbeyi babam
    faydasız kamı$lardan kurduğun ordu
    kurtlarla sava$maya sensin gidecek
    sensin gidecek yüz koyunun pe$ine
    vadiler öyle derin ovalar öyle geni$
    üstelik Türkçe bilir yankı dağları
    bir çağırsan Allah'ı bin kere ses verecek
    yatıya kalan yağmurlar yüzünden hep
    ıslak dö$eğinde revir iniltileri
    inanmak nice yanıldıktan sonra kendine
    buğdayların birliğine hamur teknelerine
    inanmak yedisinde sorusuz
    onunda beter mahmuzları ku$anıp
    $ahlanan bir yanıtla on be$inde
    inanmak sonsuz'un hiç'e erdiği değil
    bulutlar hamamda kadınlar gibi oynak
    sarı tüyler pazenler insan kama$abilir
    kitapların zifiri ferahlığı yok henüz
    henüz dünya harflerden yaratılmı$ da değil
    kara lastik pilli fener pazar ekmeği
    sevinç bir ta$a be$ erik atan ağaçtır
    ve bayramlar ağız tadıdır ama
    mezar üstlerinden toplanan $ekerlerin
    azabı uzun sürer duası yapılmazsa
    bir kere bisiklete binmi$tin babam
    yukarıdan görmü$tün köyün bulutlarını
    ama nasıl üzer bu hafiflik uyanınca
    darası alınmı$ ya$amlardır rüyalar
    rüyalar defter kalem
    gerçekler kum masası
    parmağınla yaz öğren önce yoksul olduğunu
    sonra insan olduğunu bütün acılarla akran
    tohum serp su ta$ı dağarındaki çöle
    emek israf değildir harcan da harcan
    insan olmak yetmiyor insanı anlamaya
    sızmak gerek o çürük hartamalardan
    götürdüğün tavuklarla birlikte
    soluk benzin öğretmene armağan
    ey sesleri semirmi$ yağız alfabe!
    babam yeniden büyür mü oralarda
    buralarda $ehirli kızlar gibi bunalsam
    biliyorum tilkiler pusar geceye
    ıtır ve çığlık olur evlerin dili
    cinai bir hevesle yarına aşılanan
    gün gibi biliyorum bende devam ettiğini
    fiğleri ellerimle derer ellerin
    ey gelincik kurumlu tepelerin çakırı!
    ayaklar altından sevaba kaldırılmı$
    ekmekleri öptüğün dudaklarınla söyle
    servetimiz yokluksa onu öveyim
    davran özrüm kalmasın
    soysuz ku$ku güveyim
    başaklar arasında kanlı bir hasat vakti
    saçların $eytanın tırpanıyla kesilmi$
    ne kadar sakınsan kirleniyorsun babam
    sen esmer undan yapılmı$ değilsin ki
    çağrılsan üç be$ keder bildik cin isimleri
    döl ve ı$kın sureleri tertemiz ezberinde
    her akla kısmet midir uyanıp da ölümden
    birden bire anlamak zerrecikleri
    caydığın güller vardı o zaman
    kargaların çalıp çalıp karnına gizlediği
    ye$il ta$lar mavi boncuklar vardı
    sürgün içini bo$altmamı$tı toydun
    kendini gizlemedin kem gülü$lerden
    ısırganlar kaynadı dövüldü havanlarda
    ve macunlar sürünüp $erbetler içtin
    inceysen dal gibiysen bu senin kabahatin
    rüzgar söküp götürürken gövdeni
    gördün korkuluklar daha direngen
    yayık seslerinden umut telvelerinden
    yavan bir gayretle topladın da kendini
    ganimeti kargalarla payla$madın yeniden
    büyüdün yüz sürerek kösnül çuhaya
    battal yataklarda çalkalanıp duruldun
    anların arasından fareler bakar gibi
    kırlangıç yumurtası bulmu$ gibi tarlada
    ko$tun haber verecek bir a$k aradın
    alnının dar çatkısı kuytular ardın sıra
    cılız bacakların birbirine dola$ık
    herkes kendine sanrı tende ısrarlı herkes
    dizlerini kanattı kapaklandığın kadın
    henüz fırsat varken masalları kınamak
    ve bağırmak istedin yok mu bo$ bir kerevet
    hayret uzla$ıyor kanımla zehrin
    sesine karı$an efkarın meleziyim
    ate$ farz kül sünnet uzayacak bu dua
    ya ben baba! .. ya ben nasıl a$ık olayım
    yazımıza benzeyen bir yaz bulamadıkça
    eli$i bir karyola istiflenmi$ $ilteler
    kav kalaylı kap kacak belki dilsiz bir radyo
    vardın çattın çatallanan yollara
    $ehir okuldu çünkü gitmek gerekti bazen
    çünkü kalmak vakıf toprağı gibi
    ba$kasının yığını gibi sonuçsuz
    çünkü sussan yazmanlara yorgunluk
    konu$san uğursuz sözün içrek obası
    gittin yanan karınlarını soğuk duvarlara sürtüp
    rahatladı ergen kızlar
    köylü ismin yatılı bir kıyıma kayıtlı
    üniforman hep ya$ hep tela$
    kaldırımlara kafa tutun da ne oldu
    yeni$mek $öyle dursun yarı$madı sokaklar
    kolların dertle$tiğin dereleri boğarken
    eski harmanları hoyrat gezerken gölgen
    yapmacık bir merakla sorsaydın üst'lerine
    andıkça mı rütbe alır anılar
    çar$ılar sinemalar ıssız duraklar
    alı$mak günlere kıymaktır ilkin
    sonra sonra uç verir direnmenin sancısı
    sonra sonra yoksunduğun bir sicim
    hiç arkada$ın olmadı sahi
    bir kadın iki çocuk hayata iyi gelir
    sineklikli pencere çift kenesetli saka
    ara sıra bardaklara bo$alan bir sürahi
    uzun seferlerden kalma o bahriyeli hüzün
    yüzün ince kadehlere hep yenik
    deği$ ki deği$sin evin yazgısı
    yeltenmem elbet edepten ileridir
    bir kızın babayı yazıklaması
    kara sakız yakısı dindirmedi hiç
    baharları hazin bir $arkı gibi nükseden
    üzen ve üzerken hor gören
    bileklerinin zahmetli ağrısını
    demek kenetlenmi$ kolları yarıp
    amansız bir şevkle halaylara eklenen
    demek mendil sallayan püskül sürüyen
    gençliğin $imdi çaput üstüne çaput
    ba$ımızı ok$asan hayrattık sana
    sakalını öptürsen tövbe ve yatır
    oysa $ifa dağıtan dallara uzanırdın
    ve herkesten gizli severken bizi
    ahlatlar gövermi$ gibi keyifli
    yazıdan eski bir $arkı mırıldanırdın
    kimse duymazdı seni duysa da dinlemezdi
    göğsünü e$eleyen evcil güvercinleri
    kuğuran ve kuğururken hor gören
    sadakatini ü$ütürlerdi
    me$in gök yırtıldı eridi krallığın
    onların hayli yamalı düzeninde
    bir meyveye çekirdek bile olamazdın sen
    sen ki hesap hanesinde eksik bir sıfır
    hırsın kıt kinin seyrek hala tamamlanmadın
    ya$landıkça kısaldın hürmet dileme
    ve yerini kabul et onların sözlüğünde
    cüceler insan küsuratıdır
    kauçuk tabanlı yas
    yüklüklerin sırma bo$luklarıyla
    kasıklarını nemli tutan elli ya$
    bütün kuyular ağzındır bağır
    ve tanıklığa çağır
    iri bir siğil gibi yakılmı$ coğrafyayı
    soğumuyorsa öfkenin lavları dü$ün
    sepilenmi$ bir dilin cümleleri içine
    giyindiğin meseller hangi çıplak halkındır
    cansız bedenlere sarıldığında
    ya da bir bedelle vurulduğunda boynun
    tek ba$lı olmayı azımsayan mazlumlar
    neden sırda$ bilirler seni
    soluklan da anlat bozkırın sertliğini
    dü$manla birle$ ölüme kar$ı
    çünkü enikleri gölde boğdular
    alageyikleri vurdular bir kuytuda
    orman küstü dağ devrildi çağladın
    şimdi neden böyle sakinsin babam
    sen bu öyküleri at hırsızlarından mı çaldın
    ke$ke hafızama kusur bulsaydım
    unutsaydım keşke esaslı bir evlat gibi
    ama bu yağ dikeni bu çadır bezi bu küf
    senden bana miras bu ince çene
    eleğime bıraktığın bir avuç kumdan
    arta kalmı$ taneler yani hepsi bu
    salkımsöğütler kadar sendenim işte
    öğüdünü tuttum uzattım saçlarımı
    ölürsem göğüslerimi örtsünler diye
    çeyizimi barbar çalılıklara serdim
    çekilecek çileye ikramdır diye
    kızınım en zayıf yanınım sandın
    sandın ki hep hazırım el olmaya
    oysa $akaklarındaki deh$ete dü$en
    yıldırımlara lehimli damarlarım
    ı$ığımız söner camlarımız kur$unlanır
    belki yakınla$ırız bir tehlike anında
    kıstırılmı$ken ve sonrası yokken artık
    birbirimize bakar bakar susmayız
    madem huzuruna çıkılmıyor yordamsız
    bir ku$un yarasından ulanırız hayata
    ne mantık ne ahlak ne de şekil bilgisi
    a$ağılayamaz bizi canımıza kıyarken
    bir ba$ka aklın aracısıyız
    ömrün kiracısıyız gideceğiz nasılsa
    silinecek yeryüzünden $arkımız
    serin ve yalansız mavilerle bekleyen
    her baba gibi evhamla isterdin ya
    bağı$la oğul doğmadım sana
    oğul gibi dik durdukça alkı$lanan ben
    ne vakit kendimi bir bıçağa önersem
    acının harflerine $edde koyan bir din ki
    vesvese üfledi kulaklarıma
    beni senle var eden rastlantıya ürperdim
    kabullendim böylece ensemdeki soluğunu
    sirenler kornalar ve ıslıklar dinince
    herkes içimden duyacak sur'u
    devlet ahrete sahip olmadan
    yağmura karı$madan güne$in kanı
    aslımıza dönelim bu son alamet
    kapat kapıları babam $ehir eve girecek...
    1 ...