sanırım geride kalanların gözünde koca bir aptallık, bunu uygulamaya koyanlar için ise bir kurtuluş, mutluluktur.
günleri gecelere ekleyip durmadan yaşamaya çalışır insan. hayatta kalabilmek, mutlu olmak, var olabilmek için her şeyi bir kenara bırakır. hayatın akışı içerisine kendini kaptırır. evde, okulda, otobüste, vapurda, işinde, yolda, sokakta, girdiği arkadaş ortmlarında gerekli olan tüm oyunu kuralına riayet ederekten oynamaya çabalar, işte bunun adına yaşamak deriz.
fakat bir noktadan sonra kişinin iç dünyası o kadar çıkmaza girer ve alan o kadar fazla daralır ki artık dış dünyanın oyununa uyum sağlamakta, kurallarına riayet etmekte zorluklar çıkmaya başlar. insanın fiziksel dünyası ile ruhsal dünyası şiddetli bir çatışmanın ortasında bulur kendini. ve muhtemelen de bu savaşı genellikle ruhsal dünyanın kazandığını görürüz: yani intihar.