çocukken, ufacıkken ben, her ne kadar çocukları çok sevsende yakın olamadım sana bir türlü. en büyük torunundum en büyük evladından olan. hani şu gözünün içine baka baka "sana benim gibi bakan gözler körolsun" diye şarkılar söylediğin kızının çocuğu... hani sırf kızını elinden aldı diye hep kinle baktığın adamın kızı...
garip bir sevgiydi seninki, biliyordum. bana her gelişinde getirdiğin şemsiye çikolataları sevdiğim kadar çok seviyordun beni. "git bak bakayım, montumun cebinde ne var" dediğinde hep bir şemsiye çikolata ve bir de araba anahtarı bulacağımı biliyordum. ama olmadı, yaklaşamadım bir türlü sana.
sonra büyüdükçe gençliğini öğrendim dede. ve nasıl çektirdiğini annemlere... herşey yolunda gidebilecekken dahi hayatı çocuklarına ve eşine nasıl zindan ettiğini az çok öğrendim. içten içe kendimi suçlasam da yakınlaşamamamın nedenini hep senin aslında kim olduğunu hissetmeme bağladım. büyüdüm, sorumluluklarım arttı, işlerim çıktı ve uğramadım yanına sık sık. evet, bahaneler tükenmezdi. ve ikimiz de bilsekte tüm gerçekleri, salağa yatar ve inanırdık güya ürettiğim tüm bahanelere.
sonra bambaşka şehirlere düştü yolum hayatımı kurmak için. bambaşka arkadaşlar, bambaşka dostlar edindim. ve sayende dün akşam bambaşka bir hayat dersi...
dün gece arkadaşlarımla muhabbet ederken senden bahsettim dede onlara. senden ve karadenizli olmandan dolayı yaptığın akıl almaz işlerden. güldük gıyabında.
ama hayat o kadar garip ki dede, meğer adına dualar okunuyormuş o sırada. meğer sen bambaşka yerleri keşfetmekle meşgulmüşsün. meğer bir bilet alıp, binmişsin sonsuza kalkan bir araca. ben seni anarken sen evinden başka bir yerde; kapkaranlık, nemli ve soğuk bir toprağa uzanmış, yapayalnız uyuyormuşsun bir daha gözlerini açmamacasına.
oysa ne çok severdin sıcağı... kedi gibi sobanın kenarına kıvrılır uyurdun hep. zor ikna etmişti ananem seni doğalgaza geçmek için.
dede... hiç birşeyin yokken neden gittin böyle birden bire? sabah 9,30 hiç ölüme yakışan bir saat mi? ananeme temizlik yapıp seni uyutmuyor diye kızmışsın. bu kadar mı çok seviyordun uykuyu? hiç uyanamayacak olmana değdi mi?
insanın bir işi de aksi gitsin. 9,30 da gidip buralardan, ikindide bedenini de toprağa koydurtmaya değdi mi? bu kadar çabuk gidecek kadar mı bıkmıştın ananemin temizliğinden?
dede... sen de benimle birlikte ısrar etmessen ananem hala bana papaaates pişirir mi?