kendisini savunmaya çalışan bazı amigoların savundukça battığı kişidir. dostum gri her yerde gridir, istediğin kadar anlat. şöyle anlatayım.
1-gezilere çıkmayı israf sayan, vizyonsuz ulusalcı chpli tipler zaten bu gezi olaylarına hiç sıcak bakmazlar, bunların çoğu memur çocuklarıdır, veya kendileri de memurdur, öyle dış ticaretmiş, iş bağlamakmış filan akılları ermez, allahtan sağlık devletten aylık yeter bu tür canlılara.
2-ingilizce bilmemesi tek başına sorun değil, sorun olan dünya ile ilişkisinin olmaması, artık nasıl bir dünyası varsa, belki uhrevi alemlerde inönü ile filan konuşuyordur, inönüden bu tarafa gelememişti kendisi, başbakan ingilizce bilmiyordu ama fellik fellik yurtdışında geziyordu, dil bilen mesut yılmazlardan çillerlerden daha iyi diyalog kuruyordu ve hala kuruyor, ingilizce bilmesen de alırsın araya tercüman ilişkilerini kurarsın ama zatları yurtdışı fobisinden köşkten çıkamadı
3-Dürüst olmak iyi bişey tabi, kimse bişey diyemez de, sırf dürüst diye o makamları hak ediyor musun, ecevit de dürüsttü noldu, tek bir çivi çakamadan gitti, aklımızda 2001 krizi ve batan 16 banka kaldıkendi iktidarında.
Kendisini savunmak için gösterilen çabaya hayran kaldım, ama suya sabuna dokunmadan, halkın arasına karışmadan, milletle dertleşmeden buz gibi haliyle gelip gitmiş cumhurbaşkanıdır. ne kendisi ne fikirleri bir avuç ulusalcı dışında asla benimsenmemiştir. cumhurbaşkanı olduğu milletten o kadar kopuktur ki ramazan ayında koca bir bardak suyu kameralar önünde lıkır lıkır içebilmiştir. oruç tutmak zorunda değil ama halkın içinden gelse bu ülkenin insanı olsa içinde anne babadan kalma terbiye ile bir rahatsızlık duyardı gizli bir yerde içerdi ne içiyorsa. bildiğin cumhuriyetin yetiştirdiği halka tepeden bakan elitist bir şahsiyetti. ulusalcıların deyimiyle çağdaş, aydın filan.