hocanın insiyatifine göre değişecek durumdur ve birkaç kez başıma gelmiştir, en ilginci ise lise son sınıftayken bir de anadolu lisesi olduğu için kendisini fazla iyi gören yeni gelmiş bir matematik hocamız vardı. bir gün sırf bunu rezil etmek için, internetten çözümü inanılmaz uzun olan tübitak sorusu buldum, ertesi gün derse geldim ve sordum, abartısız bir ders uğraştıktan sonra soru yanlış galiba çıkmıyor dedi. tabi haliyle sınıfta herkes de sorunun tübitak sorusu olduğunu ve yanlış olmadığını bildiği için hep birlikte güldük. diğer ders ise intikam için beni tahtaya kaldırdı, konuda hiç unutmam logaritmaydı, nasıl olsa öss'de cikmiyor diye konuyla ilgilide en ufak bir bilgim yoktu. soruyu yazdı tahtaya çöz dedi ama o kadar yabancı geliyor ki soru tek bir fikir bile yürütemiyorum. aramızda birebir şöyle bir konuşma geçmişti.
-ben bunu çözemem.
+niye çözemezsin, gülerken iyiydi.
-bilmiyorum ve çözemem.
+az önce anlattım çözeceksin.
-evet anlattınız ve anlamadım.
+aptal mısın sen?
-evet aptalım.
+sen benle alay mı ediyorsun?
-hayır, sordunuz söyledim.
+çık dışarı.
-çıkmıyorum.
+sana çık dışarı dedim.
-ben de çıkmıyorum dedim.
+yarın velin gelsin, şimdi otur yerine ve iyi dinle, diğer soruyuda sen çözeceksin.
diğer soruda da kaldırdı ama onu da çözememiştim, tebeşir elimde tek tek söyleye söyleye soruyu çözdürmüştü ve velimi de çağırmamıştım. şimdi düşünüyorum da iyi hocaydı aslında.