bir otarşi, ya da sosyalist görünüp işçi sınıfını açlık sınırında yaşatmayan ülke olma göstergesidir. şu an bütün batı ülkelerinde, hadi şunu bütün müreffeh ülkelerde, cari açık vardır, hem de oldukça fazladır. bunun sebebi ise artık sanayilerin işgücünün ucuz olduğu ülkelere kaydırılmış olmasıdır. bu devletlerde kişi başına düşen milli gelir de fazladır, hayat standardı da fazladır. avrupa bu seviyeye 200 yıl kan ağlayarak, birbirini boğazlayarak gelmiştir.
fakat bizim milletimizin de bu seviyeye 40 yılda gelme gibi bir hayale kapılıp, ardından rahat hayata alışarak, yılda iki kere cep telefonu, yılda bir de bilgisayar değiştirerek, her maaş zammında daha pahalı araba alarak cari açığa yaptığı üretimsiz katkı da takdire şayandır. daha sonra bu milletten birilerinin çıkıp da otarşi -yani ilkokul deyimiyle kendi kendimize yetme- yıllarındaki sefil hayatı bilmeksizin ve şu anki standardını bırakın terketmeyi, daha da ilerletmeyi düşünerek cumhuriyetin ilk yıllarında cari açık olmamasını göstererek vikviklemeleri komik kaçıyor.
behey ekonomi bilmezler, hem cep telefonun son model olacak, hem tek başına arabana binip bütün gezeceksin -toplu taşımadan ayrılmak sınıf atlamadır bu ülkede-, hem marka giyineceksin hem de "vay anam cari açık var, atatürk döneminde, inönü döneminde yoktu" diye ağlayacaksın. kusura bakma ama tek üretimi tarım ürünü olan, amacı kendine kendine yetmek olan yeni emekleyen bir ekonomi gayet mantıklıdır ama onda yaşayan birey olmanın da fedakarlıkları vardır.
arabanızı satın, cep telefonu modelinizi sabitleyin, hergün otobüsle işinize gidin gelin, doğalgazı az yakın, bilgisayar olarak hala 486 dx kullanın ve tüm ithal gıda maddelerinden vazgeçin ki, cari açığımız belki kapansın. bütün kamyonlar, tırlar, fabrikalar durursa belki bu cari açık sıfırlanabilir.